Kozmos
denildiğinde aklımıza Evren gelse de aslında Yunan kökenli bir sözcüktür ve
karışıklık anlamına gelir. İnsanın meraklı yaratılışı bilmediği şeyleri merak
etme duygusu, evrenin oluşumu hakkında bilinmeyenleri araştırma ve onları
öğrenmeye çalışma aslında insanın genel yapısını oluşturan temel durumlardan
biridir. Bilgiyi geliştirmenin temel koşullarından biri de insanın meraklı
yanıdır. Merak ettikçe araştırır, farklı bilgilere ulaşabiliriz. İnsan aklı
Evren kadar karmaşıktır aslında. Dolayısıyla bilinmeyeni öğrenmek ve bunların
yanı sıra öğrenilen bilgileri gelecek kuşaklara aktarmakta insanoğlunun
sorumluluğu dâhilindedir. Carl Sagan kozmos
adlı eserinde insan aklının sınırlarını zorlamaya çalışmıştır. Dahası, bunu
yaparken de Kozmos hakkında bilinmeyenleri insanın merakını ve bilinmezi
araştırma ve öğrenme isteği anlatılmıştır.
Kozmos Nedir?
Kozmos sınırları ve ölçüleri tam olarak bilinmeyen oldukça
derin ve karmaşık bir yapıdır. Bu yapının içinde güneş sistemi, yıldızlar,
gezegenler ve evrenin tamamı yer almaktadır. Tek başına Samanyolu
takımyıldızının içinde bulunan yıldızların sayısı bile milyarın üzerindedir.
Dolayısıyla oradan bakıldığında dünyanın bu kozmos içinde ne kadar küçük bir
yer teşkil ettiğini anlamak zor değildir. İnsanoğlunun kozmosu araştırması yeni
değildir. Çok eski yıllara dayanır. Mısır'da bulunan İskenderiye kütüphanesinde
bu konu ile ilgili yapılan araştırmalar incelemeler ve bu konuda yazılan birçok
kitap bulunmaktadır. Carl Sagan Kozmos adlı eserinde mısırlı bir bilim adamını
ve bilim adamının rastladığı ilginç bir bilgiyi anlatır. Bu bilim adamı bir gün
ilginç bir bilgiye denk gelir. Bu bilgi 21 Haziran günü yere çakılan çıtaların
yerde gölge oluşturmadıkları bilgisidir. Bunu öğrenen bilim adamına bu bilgi
oldukça ilginç gelmiştir. Bunu doğrulamak için o gün ve o saatte bunu denemeye
karar verir. Hatta bu bilim adamı bu araştırmayı daha da geliştirerek Kuzey
yönüne doğru ilerler. Görür ki sopaların gölgeleri farklılaşmaktadır. Bütün bu
araştırmalar sonucunda şöyle bir sonuç elde eder. Şayet günün her saati sopa
gölgeleri aynı şekilde dursaydı dünyanın düz olduğu söylenebilirdi. Oysa
değişik zamanlarda sopaların gölge uzunluklarının farklı olması dünyanın
yuvarlak olduğu ve kesinlikle düz olmadığı anlamına gelmektedir. Dolayısıyla yıllar
önce dünyanın düz değil yuvarlak olduğu böylelikle bir deneyle ortaya
çıkmıştır.
Deniz Yolculukları Ve Coğrafi Keşifler
İnsanoğlunun dünyayı araştırma isteği uzun yıllardır ilkel
dönemlerde ve ilkel koşullarda dahi yapılmıştır. Deniz yolculukları ile o
dönemler birçok coğrafi keşifler yapılmıştır ve bu coğrafi keşifler bugün
tarihi ve araştırma kitaplarında mevcuttur. Kristof Kolomb, Macellan o dönemde
bu coğrafi keşifleri yapan bugünde bilinen kişilerdir. İnsanoğlunun merakı
yalnızca kozmos ve evren ile ilgili değil canlılar üzerinde de olmuştur. Birçok
canlı üzerinde incelemelerde bulunan araştırmacılar, bu canlıların hücre
yapısını araştırmış, tek hücreli canlılar ve bu canlıların gazlardan oluştuğu
gerçeğine ulaşmıştır. Örneğin Halley kuyruklu yıldızı günümüzden binlerce yıl
önce incelenmiş ve bulunmuştur. dolayısıyla bu araştırmalar insanların dine
olan bakışını da etkilemiş ve o dönem birçok bilim adamı bunu dile getirdiği
için idama mahkum edilmiştir.
Carl Saga'nın Kozmos adlı eseri yalnızca bilimsel
incelemeler ve araştırmalar konusunda ışık tutmuyor. Aynı zamanda okuyucuyu
derin Evren boşluğuna da çekiyor. Bilimsel araştırmalar konusuna meraklı olan
okuyucuların bir solukta okuyacakları ve ellerinden bırakılmayacakları faydalı
bir eserdir.