Zaman zaman yazılarımda bahsediyorum uzun yıllar sipariş üzerine makale yazdım. Geçen yıl sadece bloglarımla ilgilenmek istediğime ve makale yazarak kazandığım paranın bu işe verdiğim emeğe değmediğine karar vererek bırakmaya karar verdim.
Neden bırakmak istedin diye soracak olursanız, öncelikle makale siparişi verenler olabildiğince az ücret ödemek istiyor ama karşılığında 100% kalite bekliyor. Son dönemlerin moda trendi de kendi kaleminle yazdığın yazılara ''aa bu yapay zeka ile yazılmış amaaa'' diyerek ödeme yapmayı reddetmek oldu. Bu uygulamalar çıktığından beri hem kopya kontrolü raporunu, hem de yapay zeka ile yazılmamıştır raporunu sipariş teslimine eklediğim ve karşı bir rapor gösteremedikleri halde bu konuda ısrar eden müşterilerden gına gelmişti.
Kendi blog yazılarım için zaman zaman yapay zekadan faydalanıyorum. En son yazılarımdan birinde hatta yapay zeka görsel hazırlama ile ilgili yazmıştım. Sipariş verilen bir makalede kullanmayı etik bulmuyorum, zira benim yaptığımı müşteri kendi de yapar. Ancak ben makale yazma işine yeni başlamadım. 1988' den beri bu işlerle uğraşıyorum. O zaman ne yapay zeka, ne seo ne de çeviri programları vardı. Dolayısı ile bu kadar yıl bu işi yapmış biri olarak bir makale ortaya çıkaramayacaksam vay halime.
Ayrıca en sinirime dokunan şey de, iki kuruşluk bir makale siparişi veren kişinin adeta sizi de komple satın almış gibi davranması, emir kipiyle iletişim kurması, hatta kabalaşması. Bir hizmet veren kişiler kimsenin tapulu malı da değil, çöp gibi davranacağınız kişiler hiç değil.
Geri kalan müşteri kaprislerini de işin içine katınca bırakma kararı aldım. Doğrusu çok da rahat ettim bu kararla dolayısıyla hem beni zaman olarak sıkıştırıyordu, hem de stres oluyordum. Böylece kendi bloglarıma daha çok zaman ayırabildim, daha çok kitap okuyabildim hatta yeniden düzenli spora başladım.
Tabii her işte olduğu gibi ağız propagandası memnun kalan müşterilerimin beni başkalarına da tavsiye etmesine neden oluyor. Hala yazan ve makale isteyenler oluyor. Çok yoğun olduğumu, makale yazımına zaman ayıramayacağımı söylediğimde de ''Araya sıkıştıramaz mısınız?'' diyorlar. Makale yazımı iki araya bir dereye sıkışacak bir iş değil. Hele benim gibi titiz biri için hiç değil. Ben önce bir makalenin taslağını yazarım. Sonra makaleyi tamamlarım. Sonra da kontrollerimi yaparım. Özellikle başkasına vereceksem daha da titizlenirim.
Aslında hiç bir iş araya sıkıştırılmamalı bana kalırsa. O zaman işin kalitesi düşüyor ve ortaya alelacele bir iş çıkıyor. Bu terzilikte de böyle, aşçılıkta da, yazarlıkta da diğer mesleklerde de. Siz ne dersiniz bu konuda? Maalesef ben araya iş sıkıştıramayanlardanım, ya siz?
Bu konular da ilginizi çekebilir:
Evde Çalışmanın Dezavantajlı Yönleri ve Bunları Avantaja Çevirmek
Blog Yazmak İçin 6 Önemli Sebep
Yazı/makale yazmak ciddi bir iş, büyük bir sorumluluk. Her şeyden önce insanın kendine olan saygısı gereği büyük bir özen istiyor. Ciddi zaman ayırmak gerekiyor. Karşı taraf emeği taktir edemiyorsa uzaklaşmak en iyisi. Bence doğru bir karar vermişsin Deryacığım
YanıtlaSil''Makale'' gibi üzerinde titizlikle çalışılması gereken bir edebi metin türünün araya sıkıştırılması talebi oldukça komik geldi kulağa.
YanıtlaSilAyrıca size de katılıyorum Derya Hanım alelade yapılacak herhangi bir işin çok kaliteli bir sonuç vermesi pek mümkün gözükmüyor bana da. İçime sinmez ortaya koyacağım sonuç.
Emeğin yeterince taktir edilmemesiyse bence insanın şevkini de kırar.
Kesinlikle haklı olduğunuz kanaatindeyim. :)
takdir* :) (gözüm takıldı kendi yazım yanlışıma)
SilHemen hemen her alanda emek göz ardı edilir.oldu ne yazık ki.
YanıtlaSilArtık kalitesizlik o kadar normal karşılanır oldu ki. Yaşamın her alanında bu araya şıkıştırma tavrı-isteği var malesef.
YanıtlaSilyapay zekayı keyif için kullanıyorum :) yazılarımda kullanmadım hiç. iş için de lazım oluyor çünkü her şeyi çeviriyor ama yapay zeka ile çeviri yapmayı bilmiyor herkes :) yapay zeka ile çevirdiğimi sölüyorum ben de :) araya sıkıştıramam çünkü öyle hızlı değilim çeviride ve yazmakta :)
YanıtlaSilÇok haklısın Derya.
YanıtlaSil