Bugün size iki Elif Şafak kitabından bahsetmek istiyorum. Genel olarak Elif Şafak kitaplarındaki masalsı anlatımı seviyorum. Her ne kadar yer yer başka eserlerden alıntı gibi görünen bölümler fark etsem de yazar bunları romanlarında ustaca kullanıyor. Ayrıca akıllıca pr çalışmalarıyla dünyada da ses getiriyor.
Ancak bu okuduğum son iki kitabını pek sevemedim. Diğerlerini merakla ve kendimi vererek okusam da, bu kitaplar bir türlü beni içine çekemedi.
Gelelim kısaca kitapların konusuna:
Pinhan
Pinhan, çift cinsiyetli doğmuş bir çocuktur. Küçük yaşlarında Dürri baba tekkesine katılır ve zamanla tekkenin yaşam biçimine ayak uydurur.
Çift cinsiyetli olması onun sakladığı büyük bir sırdır. Kendini bulma amacıyla tekkeden ayrılıp her iki cinsiyetini de yaşayacağı bir yolculuğa çıkar. Uzun maceralardan sonra tekkeye döner ancak yakılıp yıkılan tekkenin yerinde yeller esmektedir.
Şehrin Aynaları
İspanya'dan kaçıp İstanbul'a gelen Yahudi bir ailenin hikayesini anlatıyor Şehrin Aynaları. İki kardeşin rekabeti ve çatışmaları ağırlıklı olarak konuya hakim. Okuduğum bazı sayfalarda ve eleştirmen yorumlarında büyük bir araştırma romanı olarak lanse edilmiş ancak ben kitapta bunu göremedim. Evet ilginç bir hikayesi olan bir roman ancak bazen pr çalışmaları nedeniyle bazı kitaplar abartılabiliyor ve büyük beklentiler içinde giren okur hayal kırıklığına uğruyor sonuçta.
Yazarı seviyorsanız kitaplara bir şans verebilirsiniz.
Yazardan okuduğum diğer kitaplar:
Derya, thank you for telling about the books you've read.
YanıtlaSilYou're welcome dear. I also love to read blog reviews because I can always discover new books to read:)
SilLisedeyken çok sevdiğim bir yazardı Elif Şafak. Çıkan tüm kitaplarını okumaya çalışırdım. :) Şehrin aynalarını okumadım ama Pinhan'ı okumuştum. :)
YanıtlaSilAkıcı ve masalsı bir anlatımı olan kitaplarını seviyorum ben de:)
SilHaklı olabilirsin Deryacığım. Bazı kitaplarını okudum. Araf en sevdiklerimdendi.
YanıtlaSilAraf güzeldi gerçekten de. Kalemi kuvvetli bir yazar konuyu akıcı bir şekilde anlatıyor. Bu iki kitap sanırım konu olarak pek beni kendine çekemedi 😊
SilYazarın Aşk adlı kitabını okumuştum ama pek sevememiştim konuyu ele alış şeklini. Pek bana hitap eden bir yazar değil.
YanıtlaSilAşk çok abartılan bir romanı oldu ancakben baba ve piç, havva'nın üç kızı ve araf'ı daha çok beğenmiştim. Mahrem de güzeldi.
SilBazılarının pdf formatı var dilersen paylaşabilirim.
Silİsmini shafak diye yazmasına biraz gıcık kapsam da kitaplarının akıcılığına bir şey diyemem.
YanıtlaSilYurtdışında oldukça okunan ve sevilen bir yazar sanırım o yüzden bunu tercih ediyor. Ben de özellikle İngilizce blogumda bu yüzden derya değil de Deria kullandım, soygül de zor geliyor yabancılara soyguel şeklinde olunca ü sesini çıkarabiliyorlar:)
Sililk romanlarını sevdim sonrakileri okuyamıyorum :)
YanıtlaSilBulabildiklerimi okudum son bir romanı vardı onu daha araştıramadım:)
SilYazardan çok kitap okudum ama bu iki kitabı da henüz okumadım. Yazarın ilk dönem kitapları bunlar. Kimisi bunları seviyor, kimisi Aşk'tan sonra yazdıklarını. Ben ikinci gruba giriyorum. Sonra yazdıkları daha akıcı, keyifli geliyor bana.
YanıtlaSilTarihlerine bakmadım olabilir aslında demek ki ben de ikinci gruba giriyorum:)
Sileskiden, gençken :))) ne çok severdim Elif Şafak'ı hepsini okurdum sonra bir küstüm kendi kendime artık asla okuyamıyorum :)))
YanıtlaSilBen yazarlageç tanıştım. Birkaç yıl önce bir arkadaşım Aşk romanını gönderince, ardından birkaç romanını daha okudum.
SilAşk’ı çok sevmiştim ben
YanıtlaSilAşk güzeldi ama daha güzel olan romanları var onları da tavsiye ederim:)
YanıtlaSilAşk çok riskli yanlış anlaşılmalara açık. Önüne gelen mevlana hakkında yazmamalı. Aşkı yarım bıraktım - ki kolay kolay bir kitabı yarım bırakmam- Mahrem, Pit Palası, Pinhanı okudum. Orhan Pamuk ile paralel bir tarzı var. Elif şafak kelime dagarcığını iyi sergiliyor ama geçen zamanlarda bir yazarladavaluk oldu. Diğer yazarı okumadığım için yorum yapamıyorum.
SilAşk romanında varolan bilgileri derleyip bir roman haline getirmiş hissi vardı daha çok. Çok beğendiğim kitapları da oldu çok sıkıldıklarım da. Ancak akıcı bir kalemi var. Ben de dava konusunu duydum okuduğuma gôre birebir kopyalama değil de aynı konu kullanımı varmış. Bilmiyorum aynı konuyu birden fazla yazarın kullanması suç mu? Sonuçta biz blog yazarları da benzer konularda kendi yorumumuzla yazabiliyoruz.
SilFikir hırsızlığı çok fazla var malesef. Esinlenme olabilir ama benzerlikler çok fazla diyebilirim okuduğum haber kaynaklarında. Esinlenmenin bir ayarı olmalı. İli yıl önce "Mülkiyet Fikri" adlı kişisel segisini yapmıştı ressam Doğukan Çiğdem. Bu yılın yani 2024 başında başka bir Küratör karma resim sergisi açıyor: "Mülkiyet Fikri" adı altında. Ve Doğukan Çiğdemin sergisinden haberdar biri.
YanıtlaSilTüm bunlar üzücü. O kadar etkilenmiş olacak ki isimden aynı adla kitap hazırlıyormuş Küratör. İnsanlar artık birçok şeyi kasıtlı yapıyor. 🤷🏻♀️