Bugün 5 Aralık. 1934 yılının 5 Aralık günü kazandığımız milletvekili seçme ve seçilme hakkının yıldönümü. Neredeyse bir asır olacak, ama biz Mustafa Kemal Atatürk sayesinde kazandığımız bu hakları değil korumak ve çoğaltmak; adeta kaybetmek için çaba gösteriyoruz. Daha da doğrusu kaybetmemiz için çaba sarfediliyor. Kadının gelişiminden korkan erkek egemen toplum hala beynindeki zincirleri kırabilmiş değil. Yakın bir gelecekte de kıracakmış gibi görünmüyor. Haklardan bahsediyoruz ama hemen her gün hem ülkemizde, hem de dünyada kadınların hakları çiğneniyor, tecavüze tacize uğruyorlar ve öldürülüyorlar.
Dünyanın birçok ülkesinde kadın siyasetçiler olsa da, henüz bu oran çok çok düşük.
İş hayatında olsun, günlük hayatta olsun hep bir şekilde ezilip, sömürülmeye çalışıyorlar bizi. Çalışsan da çalışmasan da ailenin bir sürü sorumluluğu mutlak görevin oluyor. Çalışmayınca daha da kötü, karşılıksız yapıyorsun herşeyi ve eve para getiren olmadığın için de yaptıkların yok sayılıyor. Hem çalışıp, hem ailen olunca ikisinin arasında kalıyorsun. Herkes her zaman, her yerde %100 katılımını ve performansını bekliyor ama karşılık vermeye gelince sen kadınsın, sen ikinci sınıfsın.
O yüzden, kusuruma bakmayın bugün pek de kutlama havasında değilim. Ne zaman ki eşit insan ve eşit yurttaşlar olarak kabul ediliriz; belki o zaman kutlama için sebebimiz olur. Ömrüm bu günleri görmeye yetecek mi bilmiyorum. Sanmam.
Tekrar tekrar yazmaktan bıkmıyorum. Erkek çocuk anneleri, oğullarınızı kızlarınızdan üstün tutmayın. Onlara kadınlara saygılı olmayı ve kadınları eşit insan olarak kabul etmeyi öğretin. Kız anneleri de kızlarınıza prenses değil, birey olmayı öğretin. İlk hedefleri bir birey olarak hayatta var olmayı öğrenebilmek olsun. Evlilik bir hedef değil, doğal bir oluşum insan hayatında. Çeyizler hazırlamayın, eğitimlerine harcayın o paraları. Erkekler kadar toplumdaki bu çarpık gelişmede, erkek çocuğu kız çocuktan üstün tutan, seçme seçilme hakkını sadece gelin kaynana yarışmalarından veya güzellik yarışmalarından ibaret zanneden hemcinslerime de kızıyorum.
Suffragette - Film Önerisi
Feminist misin diye bıyık altından gülenlere de yanıtım: Evet feministim !!! Bu zamanda dünyada feminist olmayan kadın, mazoşisttir. Hala insan ve birey olarak haklarımızı alamadığımız bir dünyada feminist olmayalım da ne olalım?
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Tabuları Yıkan Kadın-Duygu Asena
Kurtlarla Koşan Kadınlar
Dünyanın birçok ülkesinde kadın siyasetçiler olsa da, henüz bu oran çok çok düşük.
İş hayatında olsun, günlük hayatta olsun hep bir şekilde ezilip, sömürülmeye çalışıyorlar bizi. Çalışsan da çalışmasan da ailenin bir sürü sorumluluğu mutlak görevin oluyor. Çalışmayınca daha da kötü, karşılıksız yapıyorsun herşeyi ve eve para getiren olmadığın için de yaptıkların yok sayılıyor. Hem çalışıp, hem ailen olunca ikisinin arasında kalıyorsun. Herkes her zaman, her yerde %100 katılımını ve performansını bekliyor ama karşılık vermeye gelince sen kadınsın, sen ikinci sınıfsın.
O yüzden, kusuruma bakmayın bugün pek de kutlama havasında değilim. Ne zaman ki eşit insan ve eşit yurttaşlar olarak kabul ediliriz; belki o zaman kutlama için sebebimiz olur. Ömrüm bu günleri görmeye yetecek mi bilmiyorum. Sanmam.
Tekrar tekrar yazmaktan bıkmıyorum. Erkek çocuk anneleri, oğullarınızı kızlarınızdan üstün tutmayın. Onlara kadınlara saygılı olmayı ve kadınları eşit insan olarak kabul etmeyi öğretin. Kız anneleri de kızlarınıza prenses değil, birey olmayı öğretin. İlk hedefleri bir birey olarak hayatta var olmayı öğrenebilmek olsun. Evlilik bir hedef değil, doğal bir oluşum insan hayatında. Çeyizler hazırlamayın, eğitimlerine harcayın o paraları. Erkekler kadar toplumdaki bu çarpık gelişmede, erkek çocuğu kız çocuktan üstün tutan, seçme seçilme hakkını sadece gelin kaynana yarışmalarından veya güzellik yarışmalarından ibaret zanneden hemcinslerime de kızıyorum.
Suffragette - Film Önerisi
Feminist misin diye bıyık altından gülenlere de yanıtım: Evet feministim !!! Bu zamanda dünyada feminist olmayan kadın, mazoşisttir. Hala insan ve birey olarak haklarımızı alamadığımız bir dünyada feminist olmayalım da ne olalım?
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Tabuları Yıkan Kadın-Duygu Asena
Kurtlarla Koşan Kadınlar
Derya'cığım, o kadar güzel anlatmışsın ki hayran kaldım yazına. İki kere okudum. Daha fazla yoruma gerek yok zaten. Yüreğinden öpüyorum seni.
YanıtlaSilCanım bunlar ne güzel cümleler, beğenmene çok sevindim. Kalbimden geçtiği gibi yazdım. Sevgiler canım :)
SilBu ülkede kadına bakış açısının değişeceğine inanmıyorum. Bir hayâlim var; Bütün kadınlar birleşsin, seçilecek yerlerden kadın-erkek eşit milletvekili aday göstermeyen partiye oy vermesin. Sadece bir hayâl, gerçekleşmesi mümkün olmayan.
YanıtlaSilHayaliniz çok güzel ve aynı hayali ben de kuruyorum. Tüm kadınlar bu protestoyu yapmalı bence de.
SilBir sigaraya bu kadar tepki gösteren hükumet, kadınlar için bu hassasiyet göstermiyor. Artık o kadar olağanlaştırdılar ki kadın ölümlerini, bir konuşma bile yapma zahmetine katlanmıyorlar. O hayalleri olan genç kızı tamamen tesadüfen önüne çıktığı için kerelerce bıçaklayan cani daha yeni serbest bırakılmış. Bence suçlunun hakkı düşünülmez bile ve idam gelsin istiyorum artık. Çok üzüldüm ve hep üzülmeye devam edeceğiz gibi geliyor.
YanıtlaSilYazdığın gibi Derya, hangi kadınlar günü :(((
Ne kadar da haklısınız... Kadın hayatının hiç değeri yok. Beni şaşırtan da kadınların da bu kadın düşmanı düşünce ve davranışlara destek vermesi. Anlaşılacak gibi değil :(
Sil