Artık bloğum olduğu ve beni ben yapan bazı dostlara minnet borcumu ödeyebildiğim için çok mutluyum. Sevgili Duygu Asena da bu dostlardan biriydi. Çocukluktan genç kızlığa geçiş döneminde hala prenslerle prenseslerin varlığına inanan ben, Kadının Adı Yok kitabını okumuş ve bambaşka bir dünyanın varlığından haberdar olmuştum.
Kadının Adı Yok kitabını arkadaşımla Tüyap Kitap Fuarı' ndan deliler gibi heyecanlanarak almış ve ailelerimiz okumamıza izin vermez diye geceleri gizli gizli yorgan altında lambayla okumuştuk :) Okuduğum diğer kitaplarının da pinterestte bulduğum resimlerini ekliyorum ilgilenen olur diye.
Günün birinde bir kızım olursa, kendi kendime onu bir birey olarak yetiştireceğime ve ayakları üzerinde sağlam basan; kimseye muhtaç olmadan yaşamayı bilen bir kadın olması için elimden geleni yapacağıma dair kendime söz vermiştim. Artık bir kızım var ve umarım bu sözlerimi tutabilirim.
Üzüldüğüm tek nokta hayattayken kendisiyle tanışamamış olmamdır. Sizlere kısaca hayatı ile ilgili google' dan derlediğim bilgileri de vermek istiyorum:
19 Nisan 1946 yılında İstanbul' da dünyaya gelen Duygu Asena, İstanbul Üniversitesi Pedagoji Bölümünü bitirdi. Kadınca, Onyedi, Ev Kadını, Bella, Kim, Negatif dergilerini yönetti. Gazeteciliğe Hürriyet gazetesinde başladı. O dönemde yazdığı yazılara Şirin imzasını atıyordu. Milliyet, Cumhuriyet ve Yarın gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı.
İlk Kitabı Kadının Adı Yok yayınlanmadan tartışmalara yol açmış ve 2 yıllık mahkeme sürecinden sonra yayınlanabilmişti.
Sevgili Duygu Asena nurlar içinde yat. Hayatıma dokunduğun için teşekkürler. Seni hiç unutmayacağım...
Hey gidi günler, bu güzel kadına ölümü hiç yakıştırmamıştım tövbe tövbeeee....sanki hepimiz ölmeyeceğiz:( benim de gençlik yıllarımda çok ünlü olmuştu Kadının Adı Yok, hemen gidip aldığımı hatırlıyorum çünkü zaten Kadınca dergisini her hafta alırdık. Hala çıkıyor mu o dergi bilmiyorum uzun yıllardır okumuyorum. Mekanı cennet olsun.Türkiye'yi feminizmle tanıştıran oydu gibi aklımda kaldı.
YanıtlaSilBen de yakistiramamis ve inanamamistim.
SilVery interesting post ^_^
YanıtlaSilThanks dear 😊
Silkadınca dergisindeki yazılarına bayılırdım ben...
YanıtlaSilBen de çok okurdum 😊
SilBen de lisenin sanıyorum ilk yılında 'Aslında Özgürsün' kitabını tam da bahsettiğiniz gibi ailemden gizlice okumuştum :) Dili, anlattıkları tokat gibi inmişti suratıma. Hakikaten böyle kadınlar iyi ki yazmış ve iyi ki yazıyor korkmadan.
YanıtlaSilBazen gizlice ulasabiliyoruz. Ben hiç pisman degilim gizli de olsa okuduguma.
SilKitabı gizli saklı bulup okuduğumu ve filmini de kimseye söylemeden bir arkadaşımla gidip izlediğimi hatırlıyorum ben de. Çevremdeki çoğunluk kadını heyecanlandıran bir girişimdi onunkisi ama bakıyorum da o zamandan bu yana köklü değişim yok kadınlar için :(
YanıtlaSilNe iyi oldu Duygu Asena' yı hatırlatmanız... içimde hem acıyan hem de hala çok taze duygular var onunla ilgili.
O zamanlar hos karsilanmiyordu. Ben çocuklarima karsi bu kadar yasakçi degilim.
Silİlk okuduğumda çok bencilce gelmişti, sonradan anlamıştım. İyi ki yazmış o kitapları. Huzur içinde yatsın.
YanıtlaSilAmin canim 😊
SilNur içinde yatsın. Bu kitabını okumadan filmini izlemiştim canım. Daha gençtim çok etkilenmiştim. İlk izlediğim tematik tarzı filmdi ve konusu canımı sıkmıştı dediğin gibi hayaller ve hayatlar . İyi ki o çizgiyi bize göstermiş. Emeğine sağlık
YanıtlaSilBazen sarsilmamiz gerekiyor dogrulara ulasmak için 😊
SilCesur ve dik bir kadındı.. İlk okuduğumda ben de nasıl yani diye kalakalmıştım çok iyi hatırlıyorum...
YanıtlaSilİyi ki vardı dediğim insanlardan benim de... Işıklar içinde uyusun ♥
Cesur insanlar sayesinde ne çok sey ögrendik 😊
Silçok güzel bir yazı olmuş, birkaç kitabını çok severek okumuştum ..
YanıtlaSilTesekkürler canim 😊
SilKitaplarına bir göz atayım. Paylaştığınız için teşekkürler.
YanıtlaSilBen tesekkür ederim 😊
SilKadınca ve Kim dergisini net hatırlıyorum. Kitaplarını da okudum. Kendisi ve kitapları ile ilgili tartışmaları da hatırlıyorum. O devirde yine normaldi biz hala bu konuları tartışıyoruz kaç yıl sonra, ne garip. Gerçekten nurlar içinde yatsın.
YanıtlaSilDegil mi bugün bile tartisilmasi trajikomik 😊
SilOh my God, the story of this woman is so touching and impressive at the same time. You are right, women still find themselves in downside positions compared to men in general and in some parts of the world they are still fighting not to be equal but to have recognized basic rights. I also believe that the feminist movement is very important. Being a feminist doesn't mean beaing against men, I don’t know who and when developed this insane idea! Being a feminist means first of all to fight so that all women get the right to earn themselves a peaceful existance and in second place but not less important, to obtain same rights as men, same payment for same activity, no discrimation on nominations, assignements or rewards.
YanıtlaSilI forgot to say that I will look for this author and her books and really hope to find one in a language of my knowing. Kisses!
YanıtlaSil