Beyoğlu Anılarım-11



..Ortaokul 1. Sınıftayken, okula yeni bir kız gelmişti. Evleri Heybeliada’ daydı. Çok iyi arkadaş olduk. Ailesi haftasonları babamdan izin alırdı onlarda kalabilmem için. Herhalde evden uzaklaşabildiğim o günler hayatımın en mutlu günleriydi o zamanlar. Arkadaşımın bir de ablası vardı. Aileleri benim otoriter babamın aksine, son derece açık görüşlü insanlardı. Böylece onlara gittiğim günlerde çaylara, arkadaş toplantılarına gitmeye başladık. Bazen de adada veya Sedefada’ sında denize gidiyorduk.  Ortaokul ve lise yıllarım çok sevdiğim bu arkadaşım ve ablası sayesinde nispeten erken çocukluk yıllarımdan daha iyi geçti. En azından sığınabileceğim bir liman oldular bana. Başka bir ülkeye yerleşmesine rağmen asla bağlarımız kopmadı. Anneciği ve babacığı ile de öldükleri güne kadar iletişim içinde oldum.

Babaannem 30' lu yaşlarında...


Lise 2. Sınıftayken babaannem birden hastalandı. ....... Yıllarca yaşadığımız evimiz satılınca, Tünel’ de başka bir eve yerleşmiştik. Zaten damar tıkanıklığı ve tansiyon problemi olan babaannem, 5. Katta olan bu daireye yerleştikten sonra iyice eve kapandı. Merdivenleri inip çıkamıyordu, başı dönüyordu hep. O evde onu hatırladığım anlar, camdan sokağa baktığı zamanlardı genelde. Eski komşuları ile de artık görüşemiyordu ve çok yalnızdı. Tüm boş zamanlarımı onun yanında geçirsem de, okulum vardı. Sabah sekizde dersler başlıyordu ve ancak akşam beş gibi eve gelebiliyordum. Bütün gün gelini ile neler yaşadığını veya yaşamadığını bilemiyordum. İlişkileri çok kopuktu. Mecburi günlük konuşmalar dışında pek konuşmuyorlardı. Aylarca içine kapandı ve günden güne zayıfladı. Bir gün ayağının çok ağrıdığını kalkamadığını söyledi. Genelde ayakları ağrıdığı için alışkındım masaj yapardım hep. Ama bu kez fayda etmedi ve doktor çağırmak zorunda kaldık. Dizinden aşağısı morarmıştı. Doktor gizli şeker olabileceğinden şüphelendi ve hastaneye yatırmamız gerektiğini söyledi. Dünya başıma yıkılmıştı sanki. Hastaneye götürdük. Babam ben daha küçük olduğum için yanında kalmama izin vermedi. Gelini de kalmayınca eski komşuları imdada koştu. Maalesef ayağı kangren olmuştu ve tek çare kesilmesi idi. Bir hafta boyunca okuldan her çıkışta hastaneye gittim. Beyin kanaması geçirmişti ve benden başka kimseyi tanımıyordu. Koma halindeyken bile gittiğimde elimi sıkı sıkı tutuyordu. Tüm samimiyetimle söyleyebilirim ki, hayatta yaşadığım en büyük acı buydu. Yıllarca üvey annemin saçmalıklarına dayanmıştım ama babaanneme bir şey olmasına dayanamazdım. Sadece bir hafta yaşayabildi ve sessiz sedasız ölüverdi. O an ben de ölmek istedim. Dünya yıkılsa umurumda olmazdı. Kendime düşman gördüğüm insanlar arasında yapayalnız kalmıştım. Buzdan bir heykel gibiydim. Sürekli ağlıyordum. Okula ağlayarak gidip geliyor ve hiç ders çalışamıyordum. Tüm okul hayatım boyunca ilk kez o dönem notlarım bozuldu. Öğretmenlerim beni teselli etmeye ve hayata döndürmeye çalışıyordu ama hiç bir şey umurumda değildi. Her gün babaannemi rüyamda görüyordum.


24 Yorumlar

Yorumlara link eklemeyiniz tıklanabilir link olan yorumlar yayınlanmaz. Please don' t add your links at the comments they will not published.

  1. Babannenize Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşallah. Duygulandım okurken. Benim de babaannem erken yaşta vefat etti. Çok zor...😥

    YanıtlaSil
  2. Keske tasinmamis olsaydiniz komsulariyla beraber iki laflayip rahatlardi kadincagiz sanki yeni ev ve yalnizlik cok icine dokunmus gibi geldi bana cok uzuldum

    YanıtlaSil
  3. Babaannenize rahmet diliyorum. Zor hayatlar... Kim bilir içine kapandığı dünyasında neler yaşamıştır? Sizin için de eminim çok zor olmuştur.

    YanıtlaSil
  4. Allah rahmet eylesin. Anne yerine konduğundan olsa gerek anne acısı kadar büyük bir acı olmuş.

    YanıtlaSil
  5. Babannene rahmet diliyorum. Senin de onun da yasadıklarınız hiç kolay değilmiş . O üvey anneye gıcık oldum okurken :(

    YanıtlaSil
  6. Allah rahmet eylesin babaanneciğine. Acını hayal bile edemiyorum.

    YanıtlaSil
  7. Ah bu yürek sızıları... seninle birlikte büyüyorum sanki :(

    YanıtlaSil
  8. Kendi başıma gelmiş kadar o andaki üzüntünü hissettim:( vah vah canım ya, seni koruyan, kollayan şemsiye ya da yaslandığın bir kaya gibiymiş, çok üzücü, mekanı Cennet olsun. :(

    YanıtlaSil
  9. Amiga, hoje é Domingo de Páscoa!
    Páscoa é a festa que celebra a Ressurreição de Jesus Cristo. Jesus venceu a dor e a morte, Ele vive! Páscoa, é Alegria!
    Desejo a você que as felicitações, os abraços que você venha a receber nesta data, dos seus amigos, familiares, e de todos aqueles que amam você, se revertam em muita saúde,
    paz e prosperidade.
    FELIZ E ABENÇOADA PÁSCOA!

    YanıtlaSil
  10. Işıklar içinde olsun babaannen.Merakla takip ettiğim bir yazı dizisi bu.Zorlu süreçler yaşamışsın...

    YanıtlaSil
  11. Canım ya mekanı cennet olsun. Allah rahmet eylesin.

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski