Beyoğlu günlerim. İstanbul günlerim.
Babaannemin
ölümünden sonra, artık tek düşüncem o evi terketmek oldu. Ama akıllıydım da.
Evden kaçmanın benim için çözüm olmadığını biliyor, günün birinde hazır
olabilmenin planlarını yapıyordum. Okul arkadaşımın ailesi babamdan izin alırdı
haftasonları onlarda kalabilmem için. Kurtuluş’ ta otururlardı kışları ve Ada’ da da evleri vardı. Onların evi benim
için bir kaçış yeri olmuştu adeta. Arkadaşımın annesiyle dertleşiyor, iki
kızkardeşle çaylara gidiyorduk. Evden
uzak olabildiğim her yerde mutluydum. Evet çok yalan söyledim otoriter ve katı
babama rağmen bazı şeyleri yaşayabilmek adına. Ama bu yalanlar beni o mutsuz
olduğum evden biraz olsun uzak tutabildiği için hiç pişman değilim. Şaşırdığım
tek nokta, her şeye rağmen yanlış bir şeyler yapmamış ve kötü olaylar yaşamamış
olmam. Taa ki ilk evliliğime kadar ama daha o anılara kadar çok anlatacaklarım
var 😊
Bizim gençliğimizde tüm modern hayat görüşüne rağmen arkadaşlıklarımız saf ve temizdi. Kızlı erkekli bir yerlere de gitsek, kimse kimseye tacizde bulunmazdı. Sanırım biraz da o yıllarda yaşamış olmaktan dolayı şanslıydım.
Bizim gençliğimizde tüm modern hayat görüşüne rağmen arkadaşlıklarımız saf ve temizdi. Kızlı erkekli bir yerlere de gitsek, kimse kimseye tacizde bulunmazdı. Sanırım biraz da o yıllarda yaşamış olmaktan dolayı şanslıydım.
Lisedeyken,
yabancı dilim sayesinde para kazanabileceğimi farkettim. Haftasonları turist
gezdiriyor ve küçük çocuklara ders veriyordum. Ayrıca Tepebaşı’ nda Tüyap Kitap
Fuarı olduğunda fuarda çalışıyordum. Kitapların arasında olmak, birçok yazarla
karşılaşıp hatta tanışmak büyük mutluluktu. Para kazanmak hoşuma gitmişti. Elimden
geldiği kadar para biriktiriyordum. Artık babaannem de olmadığı için cadının
maskesi tamamen düşmüştü. Benim için küçük parmağını dahi kıpırdatmıyordu. Eve
gelince çamaşırımı yıkayıp ütülüyor, odamı temizliyor ve yemeğimi ısıtıp tek
başıma yiyordum.
Liseyi bitirmeme
sayılı günler kala, çok iyi bir öğrenci olduğum ve gazeteci olma hayalleri
kurduğum için okul müdiresi beni çağırıp yabancı bir gazetede stajyer
aradıklarını ve yaz tatilinde çalışmak isteyip istemediğimi sordu. Havalara
uçmuştum. Tabii ki isterdim.
O arada
üniversite sınavına da girdim. O zaman puan sistemi farklıydı. Puanın tutuyorsa
ve kontenjan varsa seçtiğin okula giriyordun. 3 sayısal puanla Boğaziçi
Üniversitesini kaçırmıştım. Babamın yasaklamalarından dolayı İstanbul dışı bir
yer de yazamamıştım. Açık Öğretim kazanmıştım bari onu okuyayım dedim. Kaydımı
yaptıracakken postayla eve gelen kazandığımı belgeleyen kağıtları bir türlü
bulamadım. Günlerce aradım nereye koyduğumu da biliyordum oysa ki. Ankara’ ya
Milli Eğitim Bakanlığına kimlikle başvurunca aslında halletme imkanı vardı. Ama
babam götürmedi. Böylece kayıt zamanını da kaçırdım ve hakkım yandı. Kayıt
işlem tarihi geçtikten sonra bir gün üvey annem yüzünde o şeytani gülümsemesi
ile elime aradığım belgeleri tutuşturdu. ‘ Temizlik yaparken buldum, sen çok
dağınıksın zaten dedi. Oysa belgeleri nereye koyduğumdan adım gibi emindim.
İlginizi Çekebilir : Beyoğlu Anılarım - 13
tüyap'ta ben de çalışmıştım üniversitede çok zevkliydi..
YanıtlaSilDegil mi ne keyifliydi 😊
SilAy sinirlerim bozuldu malum kişiye. Ne demek bir insanın eğitim hakkının, yani geleceğinin elinden alınması! Yazık olmuş, üzüldüm.
YanıtlaSilÖyle olmasi gerekliymis demek ki 😊
Silvay yelloz vay, suratına tkürmelik
YanıtlaSil😂😂😂
Silİnsanın bu kadar kötü olması...
YanıtlaSilInsan inanamiyor ama yasayan bilir 😊
SilNe kadar da hazin. Kendini bu ortamdan çekip çıkarmış olmanla teselli buluyorum okurken.
YanıtlaSilEvet cok sükür 😊
SilKeşke daha eski bir dönemde yaşasaydım diyorum. O zamanın kültürü, ahlakı, insanları bir başkaymış. O dönem genç olmak daha değerli bir şey. Gizli saklı yapılan, yalanlarla süslenmiş o anılar daha unutulmaz kesinlikle. Üniversite konusunda yaşadığın hayal kırıklığına üzüldüm. Evin içinde yaşamış olduğun ortam ve sevgisizlik insanı yıpratıyor.
YanıtlaSilTesekkürler canim 😊
SilSinirlerim bozuldu. Söylenecek o kadar çok şey var ki terbiyem müsaade etmiyor ...
YanıtlaSil🤗🤗🤗
SilTam bir yaşam dersi okuyoruz... gençliğimize ve o zamanlara ait söylediklerin o kadar doğru ki, bizlerin şanslı olduğuna artık daha fazla inanıyorum.
YanıtlaSilO anlamda cok sansliydik canim. Ömürlük dostluklar kurduk.
SilNe günlermiş Deryacım. Hiçbir şey hesapsız kalmaz...
YanıtlaSil🤗🤗🤗
SilTemizlik yapılırken bulunan belgeler üzerine; "Ruhtaki yaraların şöyle bir özelliği vardır: Gizlenirler; ama kapanmazlar, her zaman acı verirler, her zaman dokunulduğunda kanamaya hazırdırlar, her zaman yürekte canlı ve açık kalırlar...
YanıtlaSilKendini savunmayı bilmeyenlerin intikamını almak, adaletin görevidir. (buna ilahi adalet de dahil)
Alexandre Dumas
Umarim adalet yerini bulur 😊
SilOfff Derya...
YanıtlaSilHerşeye bir yere kadar tamam da, karşındaki insanın geleceğiyle oynuyorsun...
Bu nasıl bir kötülüktür...
Pesssss ki ne pessss
Maalesef canim...
SilEğitim hakkı,önemli bir hak.Eminim o insanın hayatıyla da birileri oynamıştır.Devamını bekliyorum merakla...
YanıtlaSil😊😊😊
SilKötü yani, dibine kadar kötü bir insan. Aynı çatı altında nasıl da zor Allahım.
YanıtlaSilZordu gercekten yazarken ben de sasiriyorum 😊
SilO belgeleri suratına çarpasım geldi resmen, o anda o davranışın üzerine...
YanıtlaSilPes gerçekten...
😊😊😊
SilEskiden arkadaşlıklar daha saf ve temizdi. İnsani ilişkilerde sevgi saygı daha ön plandaydı fakat o zamandan bu zamana çok şey değişti. Değişmeyen tek şey kötü insanlar sanırım...
YanıtlaSilNe kadar kötü bir kadınmış. Bir gencin hayatınla oynamak ne demek:(
YanıtlaSil