Haksızlığa Uğradığımda Hissettiklerim ve Çaresizlikle Baş Etmek

 Adalet duygusu çok ağır basan bir insanım. Herşeyden önce adil bir yaşam, daha sonra maddi şeyler gelir. Buna rağmen hayatta birçok kez haksızlığa uğradığımı hissettim. En zor olanı ise, haklı olduğumu bildiğim halde bunu kanıtlayamamaktı. İçimdeki ses “sen doğru söylüyorsun” derken, dışarıya bunu gösterecek delillerim yoktu. İşte o an, sanki haksız olan benmişim gibi görünmek çok ağır geldi.



Haklı Olduğumu Bilip İspatlayamamak

Bazen bir olayı tüm detaylarıyla yaşamış, her şeyi en ince ayrıntısına kadar hatırlıyor oluyorum. Fakat elimde kanıt olmayınca, başkalarını ikna etmek mümkün olmuyor. Bu durumda öfke, kırgınlık ve çaresizlik birbirine karışıyor.

Kanun Yoluyla Bile Haklı Çıkamamak

Daha da zor olanı, hakkımızı resmi yollarla aradığımızda bile sonuç alamadığımız anlar olsa gerek. Delil yetersizliği ya da sistemin işleyişi yüzünden, haklı olduğumuzu bilsek de kanun yoluyla bunu ispatlayamamak insanın çok zor kabul edebileceği bir şey. İşte o zaman içimizde büyük bir umutsuzluk ve adalete olan inancın sarsıldığı bir duygu başlıyor: çaresizlik.

Bu Duyguyla Nasıl Baş Etmeye Çalışıyorum?

  • Kendi gerçeğime tutunuyorum. Herkes bilmeyebilir ama ben haklı olduğumu biliyorum. Bu, bana içten gelen bir güç veriyor.
  • Yakınlarımla paylaşıyorum. Güvendiğim insanlara anlattığımda yalnız hissetmiyorum.
  • Yazıya döküyorum. Hem zihnim rahatlıyor hem de kendim için bir tür kanıt bırakmış oluyorum.
  • Kontrol edemediklerimi kabul ediyorum. Her şey benim elimde değil, bazen sistemi değiştiremiyorum. Bu gerçeği kabullenmek bana huzur veriyor.
  • Enerjimi başka alanlara yönlendiriyorum. Haksızlığa odaklanıp yıpranmak yerine, beni mutlu eden şeylere dönüyorum.

Maddi Zarar Yaşadığımda

Bazen uğradığım haksızlık sadece duygusal anlamda değil, maddi açıdan da beni etkiliyor. Emek verip çalıştığım, alın terimi döktüğüm bir şeyin karşılığını alamamak çok acı veriyor. Haksızlığın üzerine bir de kaybettiğim para ya da zaman eklenince içimdeki kırgınlık daha da büyüyor.

Kanun yoluna başvurduğumda bile sonuç istediğim gibi olmayabiliyor. Veya kanun yoluyla hak arama imkanı olmuyor. Bu durumda yaşadığım kayıplar daha görünür hale geliyor ve çaresizlik duygusu çok daha derinden hissediliyor.

Ama şunu öğrendim: Maddi kayıplarımı yerine koyamasam da, ruh sağlığımı kaybetmemek için mücadele etmem gerekiyor. Çünkü paranın yerine yenisi gelebiliyor ama yıpranan iç huzurumun yerine kolay kolay bir şey gelemiyor.

Sonuç

Haksızlık karşısında elimden geleni yaptığım halde sonuç değişmiyorsa, en azından kendi vicdanıma hesap verebiliyorum. Haklı olduğumu bilmek bazen tek tesellim oluyor. Gerçek adalet her zaman dışarıda görünmese de, kalbimde varlığını hissetmek bana güç veriyor. 

Bir de işin spiritüel yönü var. Bugüne kadar bana haksızlık eden her insanın başına bir kötülük geldiğini bizzat yaşadım. Ben bunu dilemesem de sanırım evrenin adalet algısı biz insanlardan daha güçlü. 

Bu konular da ilginizi çekebilir:

Bir Şeyi Kaybettikten Sonra Değerini Anlamak

Hangi 3 Şey Kuralı O İnsanların Sizin İçin İyi Olmadığını Gösterir

Yaşlanıyorsam Hayattayım, Mutluyum

Yorum Gönder

Yorumlara link eklemeyiniz tıklanabilir link olan yorumlar yayınlanmaz. Please do not add your links in the comments; they will not be published. And please write only in Turkish, English and German.

Daha yeni Daha eski