Türklerde Şamanizm
Kamlık ya da Şamanizm eski
Türklerde dini inanç olarak karşılık bulmuş kültürel bir olgudur. Türk
toplulukları tarih boyunca pek çok dine mensup olmuştur. Bununla birlikte ilk
zamanlarda ağırlıklı olarak Şamanizm etkisinden söz edilmesi yanlış olmaz. Türklerde Şamanizm değerlendirilirken
bir din olarak değil kültürel olgu olarak konuyu ele almak gerekir.
Orta Asya’da yaşamış olan Türk
topluluklarının doğada yer alan gizli güçlere inandığı bilinmektedir. Dağ,
deniz, göl, ırmak, gök gürültüsü, yağmur, şimşek gibi doğa olayları karşısında
duyulan korku ve saygı hissi Türk topluluklarında da bulunur.
Şamanizm’in Temelinde Yer Alanlar
Şamanizm’in Temelinde Yer Alanlar ata ruhlarına tapınmak ve
doğadaki varlıklara kutsiyet yüklemektir. Çin kaynaklarına göre öncelikle Orta
Asya Türk toplumlarında ortaya çıktığı anlaşılan Şamanizm’in tam olarak
başlangıcı bilinmez.
Şaman kelimesi etimolojik köken
bakımından Tunguzca’ dan gelip Rusça aracılığı ile Batı’ya geçmiştir. Türk
mitolojisi incelendiğinde eski Türklerin inanç sistemleri hakkında çıkarım
yapmak kolaylaşır.
Türk kozmogonisinde insanın
atası kabul edilen ve Tanrıların en yükseği olan Bay-Ülgen (Kayra Kağan)
yeryüzünü yaratandır. Kişi kendisi ile mücadeleye girdiğinde onu ışık
diyarından atarak yer altına indirmiştir. Yerin altında büyüyen 9 dallı ağacın
her dalında ayrı bir insan türemiş ve buna da Erlik adı verilmiştir. Kamlık
inancında kâinat üst üste katlardan oluşur ve şamanın her katı geçerken ayrı
bir zorluğa katlanması gerekir.
Yukarıda yer alan 17 kat ışık
alemini temsil etmektedir. Aşağıda ise 7 ya da 9 kat bulunmaktadır. Aşağısı
aynı zamanda karanlıklar dünyasıdır. İnsanların bu iki alem arasında yaşadığına
inanan eski Türklere göre karanlıklar dünyasında kötülükler bulunur.
Göğün en üst katında altın
tahtında Bay Ülgen’in 9 erkek 9 kızı ile oturduğuna inanılır. Bay Ülgen’e giden
yol yalnızca erkek kamlara açıktır. Kam bütün dini faaliyetlerde rol alan kişi
değildir. Kam’ın ateş üzerinde hakimiyeti vardır. Hastalara şifa dağıtan,
ölülerin arzularını yerine getiren Kam’dır. Kam aynı zamanda yer altındaki
Tanrıların yanına gider ve aracılık edebilir. Korku ve saygı duygusu Kam’a
karşı hissedilen bir duygudur.
Günümüze Kadar Gelen Şaman Gelenekleri
Şaman birtakım ritüelleri
yerine getiren kişidir. Onun sıradan görülen ritüel hareketleri arasında davul
çalmak, dans etmek, demir eşyalara vurmak sureti ile gürültü çıkarmak ve esrime
dansı yapmak vardır. Günümüze Kadar
Gelen Şaman Gelenekleri birçok Türk toplumunda hala görülebilir. Bu
davranışlar günlük yaşamın içinde çoğu zaman fark edilmeden yapılan
hareketlerdir. Bunun yanı sıra çeşitli törenler sırasında uygulanan bazı
adetlerin sürdüğü de görülmektedir.
Şamanik kamlamada histerik
krizleri andıran görüntüler oluşurken şamanların genel anlamda sinirli kişiler
olduğu görülür. Şamanın amacı; insanların yanı sıra hayvanları tedavi etmek,
çeşitli sorunları gidermek ve avcılıkla ilgili kehanetlerde bulunmaktır.
Dünya genelinde birçok toplumda
kültürel bir öge olan Şamanizm Sibirya halklarında avcılık kültü ile iç içe
geçmiş durumdadır. Şamanizm’in büyücülük temelinde ortaya çıkmış olmakla
birlikte anlaşılması güç karmaşık bir olgu olduğu görülür.
Şamana ruhlarla görüşme
yeteneği atfedilirken aynı zamanda da hastalıkların tedavi uzmanı olarak da
şamanlar toplumda görev alır. Şaman genellikle yabani hayvanların, kuşların
sesini taklit eden ve bağırarak ruhani işlevini yerine getiren kişidir.
Şaman gelenekleri Alevi-Bektaşi
inancının sistematikleri ile uyum göstermektedir. Dini törenler sırasında özel
giysilerin giyilmesi, dini liderler, sıraya ve mertebeye göre oturulması,
törenler sırasında müzik-dans-şiir üçlüsüne yer verilmesi bu benzerliklerden
bazılarıdır.
İslamiyet’in kabulü ile
birlikte Türk toplulukları hızla Müslümanlaşmaya başlamıştır. Bunun sonucu
olarak da Şamanizm’in etkileri yavaş yavaş yok olmuştur.
Türk toplulukları binlerce
yıldır çeşitli coğrafyalarda yaşamaya devam etmektedir. Eski Türk kültüründen
inanç ve yaşayış biçimlerini yeni anlamlar yüklemek sureti ile sürdüren
Türkler, geleneksel Türk kültüründen izler taşıyan çeşitli davranışları halen
sürdürmektedir. Günümüzde de Şaman inancının Türkler üzerindeki etkileri ile
karşılaşılmaktadır. Bunda etkili olan durum ise Şamanizm’in kültürel bir olgu
olmasıdır.
Şamanizm bir din olmamakla
birlikte inanış şekli ve çeşitli dünya görüşlerini birleştiren bir teknik
olarak tanımlanabilir. Bunlardan geriye kalan bazı adetler aşağıdaki
şekildedir:
l Ağacın
kutlu sayılması.
l Çocuklara
isim koyarken uzun ömürlü olması istenerek Durmuş, Yaşar, Duran gibi adlar
belirlemek.
l Türbelere
adak adamak.
l Ağaçlara
çaput bağlamak.
l Nazar
değmemesi için tahtaya veya sert bir zemine vurmak.
l Gidenin
ardından yola su dökmek su kültünden gelen bir adettir.
l Yatırlarda
mum yakılması.
l Kurşun
dökmek.
l Lohusayken
kırmızı kurdele takılması.
l 40 sayısına önem
verilmesi.
Kaynakça:
Gömeç, S. (1998). Şamanizm ve
eski Türk dini. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 4(4),
38-52.
ARVAS, A. (2014). Şamanizm. Uluslararası
Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim (TEKE) Dergisi, 3(3).
İZGİ, M. C. (2012). Şamanizm ve
şamanlara genel bakış. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp
Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi, 2(1), 31-38.
Momin, S. (2013). Şamanizm ve
günümüzdeki kalintilari Uygur toplumundaki tabular üzerine. Ulakbilge Sosyal
Bilimler Dergisi, 1(1), 79-89.
Bu konular da ilginizi çekebilir:
Öldükten sonra 7 ve 40. günlerin önemi gidenin arkasından su dökmek adet olmuş şamanizmin etkisinden kurtulamamışız.
YanıtlaSilEvet uyguladığımız pek çok ritüel var. Bence kötü bir şey değil. Her zaman kendimi Şamanlığa yakın hissetttim. Dünya geneline de bakıldığında Şamanlığın ne kadar yaygın olduğu görülüyor ☺️
SilAy aklıma Buket Uzuner 'in Ateş'inin çıktığı geldi yazıya bakınca. Gidip almak lâzım :)
YanıtlaSilArkadaşım benim için aldı okumak için sabırsızlanıyorum 🙂
Sil