Çocukluğunda çok dindar Katolik bir Lübnanlı aile tarafından evlatlık alınan genç Romanyalı kadının hikayesi Portobello Cadısı. Londra'da yaşamaktadır ve dans etmeyi çok sevmektedir. Ancak dans ederken içinde bazı büyülü güçler barındırdığını fark eder. Ne yazık ki bu güçler onun başına dert olacaktır.
Günümüzde bir cadı nasıl olur sorusunun yanıtını Coelho, medyumluk güçleri olan ve insanları iyileştirici gücü olan genç bir kadın kahramanla veriyor.
Modern bir cadı nedir? Mistik büyülü güçlere sahip eski şifalı bitki uzmanı mı yoksa şeytanın sahip olduğu uğursuz güzellik mi? Aydınlanmış dünyamıza rağmen, "cadı" terimi hala mistisizm ve ezoterizm ile ilişkilendirilir - ancak bugün, giderek daha açık bir şekilde anlaşılmaktadır ki: Şifalı bitkiler ve eski dinlerle uğraşan kadınlar genellikle kendilerini cadı olarak tanımlarlar. Büyük Ana "Gaia"nın aracılığıyla konuşan Portobello cadısı Athena da öyle.
Athena, "Portobello'nun cadısı", genç, güzel, başarılı ve mistik bir kadın, buna uygun bir geçmişe sahip: Romanya'da bir çingene kızı olarak doğdu, annesi onu bir yetimhaneye verdi. Orada, Sherine, Lübnanlı bir çift tarafından evlat edinilir ve Beyrut'ta büyür. Lübnan'da yayılan huzursuzluk nedeniyle aile Londra'ya göç eder. Sherine, tuhaf güçlerinin giderek daha fazla farkına varır ve kendisine yalnızca Athena adını verir.
Athena'ya göre, bir erkek çocuk sahibi olmak onun kaderidir. Viorel doğar ve Athena hayatında boşluklar ve tatminsizlik hisseder. Hat sanatı öğrenmek için çöle gider. Biyolojik annesinin izinden gider. Başka bir cadı ile temasa geçer ve sonunda (cehaletini) bir aktrise aktarmaya başlar. Athena ancak ilkel tanrıça Gaia onunla bağlantı kurduğunda kaderini ve hayatının anlamını anlar.
Bu kitabı özel kılan şey, anlatılma biçimi: Modern cadı Athena'nın yaşam öyküsü, röportajlar yardımıyla anlatılıyor. Bireysel bakış açıları ve yorumlar, bir bütün oluşturmak için bir anlatıcı tarafından bir araya getiriliyor.
Bu romanda Paolo Coelho, inançla - manevi ve dini terimlerle - ilgileniyor. Ana tezlerden biri olarak, günümüz toplumunda kendini kabul ettirmek ve günlük hayatın koşuşturmacalarına kapılmamak için birine veya bir şeye inanmak gereklidir. Burada sıradan dünyevi bilgelik gibi ezoterik yaşam yardımcıları devreye giriyor.
Coelho' nun ilginç kitaplarından biri Portobello Cadısı. Çabuk okunan mini romanı yazarın kitaplarını sevenler keyifle okuyacaktır. Benim de sevdiğim Coelho romanlarından biri oldu.
Bu kitaplar da ilginizi çekebilir:
simyacı dışında okuduğum bikaç kitabında sıkıldım :)
YanıtlaSilHer kitabı aynı tadı vermiyor gerçekten de ☺️
SilKitabın konusu ilginçmiş, yazardan tek Simyacı'yı okudum ben. :)
YanıtlaSilBen kütüphanede buldukça okuyorum 🤭
SilSimyacı haricinde okuduğum diğer kitapları o kadar beğenmemiştim. Buna bakabilirim.
YanıtlaSilBu biraz daha ilginç diğerlerine göre.
SilKonusu ilginçmiş. Simyacı'yla çok ünlendi ama bence aşırı abartılıyor bu adam. Yani sonra okuduğum bir kitabı çok sıradan gelmişti. Hep şunu diyorum insanın talihi varsa bir anda ünlenir, talihi yoksa da güzel şeyler yazsa da kimse yüzüne bakmaz. :(
YanıtlaSilTüm kitapları aynı seviyede değil maalesef.
SilKeyifli okumalar şimdiden ☺️
YanıtlaSilOkuduğum tüm kitaplarını beğeniyorum. Yazar Brezilya lı ve tüm dünya kültürlerini ele alıp mistik yolculuklar yaptırıyor her romanında okuyucuya. Tüm bu kadar bilgiyi nasıl elde etmiş. Ve romanlarını tek başına mı yazıyor merak ediyorum 😇
YanıtlaSilCoelho yıllarca bu mistik dünyada kendi de kendini aramış, bizzat ayinlere katılmış, meditasyonlar yapmış. Hatta zaman zaman çıldırma noktasına gelmiş. Zaten pek çok romanında bu deneyimlerini de anlatıyor Hac romanı gibi. Biraz derin bir yazar o yüzden herkes sevmeyebiliyor. Ama ben de hep kendi içime dönmeyi, kendimi sorgulamayı sevdiğim için kitaplarını seviyorum. Romanları tek başına yazdığını tahmin ediyorum ama bir yardımcısı var mı bilemem. Yayınevlerinin editörleri oluyor yazarın yazdıklarını derleyip toparlayan belki öyle bir yardım görüyordur.
Sil