Müfettişler Müfettişi - Orhan Kemal - Kitap Yorumu

Bugün Orhan Kemal' in Müfettişler Müfettişi kitabından bahsedeceğim. Sağolasın Saadet Uslu. Bu kitabı instagramda ne okusam diye sorduğum bir gün adadenizi blogun sahibi arkadaşım tavsiye etti. Internette bulabilir miyim diye araştırdım bulunca da hemen okudum. Bu güzel tavsiye için de ayrıca teşekkür ederim.

Heybetli ve yakışıklı bir adam olan Kudret Yanardağ, Anadolu' yu karış karış gezmektedir. Bu gezilerinde sorduğu sorular, kıyafeti, hali tavrı nedeniyle herkes onu müfettiş sanmakta ve sonuçta büyük paralar vermektedir rüşvet olarak.
Günün birinde uğradığı bir kasabada onu faytonuna alan arabacı Kel Mıstık, onu müfettişliğini  o kadar abartarak etrafa yayar ki; ortalık karışır, sonuçta Vali bile erken emekliye ayrılmak zorunda kalır.
Bu arada kasabadaki otelcinin metresine de aşık olan Kudret Yanardağ, kadının ve otelcinin karısının para ve altınlarını da alıp İstanbul' a döner.
Burada onu birlikte dolandırıcılık yaptığı ekibi ve tembel ve çirkin karısı ile üç çocuğu ve annesi beklemektedir.
Kasabadan otelcinin metresi Sema' nın da gelmesiyle olaylar iyice karışır.
Daha fazla ipucu verip kitabın tadını kaçırmayayım :)

Kitaplardan pek alıntı yapmam okur, bir süre sonra unutur çok sevdiğimi tekrar okurum. Ancak bir paragraf var ki, günümüzde de sıkça yaşandığı için çok dikkatimi çekti. Onu da burada paylaşmak istedim:

Uydurma doktor, uydurma hakim, uydurma subay olayları gazetelerde sık sık okunur, gülünür, sonra da unutulurdu. 'Vay namussuz vay' diyenlerin yanında, 'Ulan aşkolsun herife be, bravo' diyenler de olurdu. 

Ne yazık ki günümüzde de hala geçerliliğini koruyan bir davranış biçimi. Pek çok insan hırsızın bu işi nasıl becerdiğini ve tüh niye benim aklıma gelmedi ne çok para kazanılıyor diye düşünebiliyor. Bu düşünce kalıbı nasıl yıkılır bilmiyorum. Sanırım o kişilerin başına gelince anlarlar ancak herhangi bir şeyinin çalınıp, dolandırılmanın ne kötü bir duygu olduğunu.
Kitap bazı baskılarda Üç Kağıtçı adıyla basılmış, ayrıca tiyatro oyunu olarak da sahnelenmiş.
Sonuç olarak iyi ki okumuşum dediğim bir kitap oldu değerli yazarımız Orhan Kemal' in Müfettişler Müfettişi kitabı.

İlginizi Çekebilir: Orhan Pamuk - Cevdet Bey ve Oğulları

Orhan Kemal Kimdir?

Gerçek adı Mehmet Raşit Öğütçü olan Orhan Kemal, Adana Ceyhan' da dünyaya geldi. I. Dünya savaşı yıllarını babasının da askere gitmesiyle yoğun olarak yaşadı. 1923' te babası bakan oldu ancak 3 gün sonra istifa edince yine köye döndüler ve babası çiftçilikle uğraşmaya devam etti. Daha sonra Beyrut' a gittiler. Okulu bırakıp burada bulaşıkçılık ve matbaa işçiliği yaptı henüz 15-16 yaşlarında olduğu yıllarda. Burada çalışırken bir Rum kızı olan Eleni' ye aşık olmuş, ancak bir yıl sonra babaannesinin yanına Türkiye' ye dönünce bu aşk anılarda kalmış. Bu döneme kitaplarla tanışması den gelir ve Orhan Kemal sürekli kitap okumaya başlar. Katip olarak işe girdiği fabrikada ambar memurluğuna yükselir. Burada tanıştığı Nuriye hanımla evlenir ve çocukları Yıldız dünyaya geldi. Askerde okuduğu Nazım Hikmet ve Gorki kitapları nedeniyle hapse girdi. Kayseri hapishanesinde ilk şiirlerini yazdı ve bu onun yazarlığa ilk adım atışı oldu. 1940' ta nakledildiği Bursa cezaevinde Nazım Hikmet' le tanıştı. Nazım Hikmet' le dostluğu onun için adeta bir okul oldu. Düşünceleri değişti ve birçok şeyin daha bilinçli olarak farkına vardı. Tabii ki bu gelişim edebiyatçılığına da yansıyacaktı. Nazım Hikmet' in tavsiyesi ile şiir yazmaktan vazgeçip Onsekiz Yaş romanını yazdı. Öykü yazmaya da başladı ve ilk öyküsü Balık yine bu dönemde ortaya çıktı.
Bundan sonra hayatın içinden konuları yazdı kitaplarında. Evine dönünce geçinmek için ne iş bulursa yaptı. İkinci çocuğu olunca Nazım adını verdi. Artık hikayeleri dergilerde yayımlanıyor, ödüller kazanıyordu. Ancak yine de geçim sıkıntısı içindeydiler. Üçüncü çocukları Kemali de dünyaya gelince İstanbul' a taşınmaya karar verdiler. İlk yılları yokluk içinde geçti burada da. Orhan Kemal artık sadece yazıyor ve ailesini yazdığı roman, öykü ve makalelerden kazandığı parayla geçindiriyordu. Murtaza ve  romanları büyük ses getirdi. 72. Koğuş, Hanımın Çiftliği, Bereketli Topraklar Üzerinde, Dünya Evi, Arka Sokak da önemli eserleri arasındadır. Kitaplarında yoksul halkın gerçek hikayelerini anlatıyordu.
Edebiyat tarihimizin bu büyük yazarı 1970 yılında geçirdiği bir kalp krizi sonucu hayata veda etti. Ardında miras olarak sayısız roman, öykü, makale  bıraktı. Birçok kitabı tiyatroya uyarlandı.