Garip bir şekilde
18 yaşıma kadar bana esir hayatı yaşatacak kadar otoriter olan babam, 18
yaşımdan sonra da tamamen beni kendi halime bırakmıştı. Daha önce de bahsettiğim gibi geç saatlere kadar çalışıyordum. 16 yaşıma kadar maddi yükümü babaannem üstlenmişti, lisede de hafta sonları çalışıp kendim kazanıyordum. Bir gün işten eve
geldiğimde tüm eşyalarımı kapının önünde buldum. Yıllarca beni evlendirip
kurtulma hayali kuran üvey annem ve annesi bir erkek arkadaşım olduğu ve nasıl olsa yakında evlenmeye karar verdiğim
için, tüm eşyalarımı toparlayıp kapıya koymuştu. Evet evlilik gibi bir niyetimiz vardı ama o askerdeydi ve kesinleşmiş bir şey yoktu. Babamı aradım ve durumu
anlattım. Hiç tepki vermedi biliyormusunuz? Elinden bir şey gelmediğini
söyledi. Rahmetli eski kayınvalidemi aradım, hemen bir araba tutup eşyaları
onun evine taşımamı ve onun yanında kalabileceğimi söyledi. Okuyanlara belki bu
olanlar inanılmaz gelecek ama ben hepsini birebir yaşadım. O gün babam farklı
davransaydı, evden hemen ayrılmak zorunda kalmaz ve belki de evlenmeden,
seçtiğim kişinin aslında beni mutsuzluğa sürükleyeceğini farketme şansım
olurdu.
Böylece
kayınvalidemin evinden işe gidip gelmeye ve nişanlımın askerden dönüşünü
beklemeye başladım. Babaannemin ölümünden sonra eksikliğini duyduğum anne
rolünü o üstlenmişti. İki arkadaş gibiydik. Her gün oturup uzun uzun sohbet
ediyor, birlikte gezip tüm zamanımızı birlikte geçiriyorduk. Bir anne
bulabilmiş olma fikrinin mi, evlilik fikrinin mi bana daha sıcak geldiğini hala
sorarım kendime.
Nişanlımın bir de
evli abisi vardı. Eşi beni pek sevmiyor, ama kayınvalidemin beni koruması
yüzünden pek de ilişemiyordu. Babası ise kendinden başkasını düşünmeyen bir
insandı. Dünya onun etrafında dönüyor gibiydi ama kişisel olarak bana bir
zararı yoktu. Veya içinde bulunduğum durumda pek de önemsemiyordum.
Bir yandan da
onların alt katında, bizim oturacağımız daireyi hazırlıyorduk. Müstakil iki
katlı, bahçeli bir evleri vardı. Hayatımda ilk kez kendimi mutlu hissediyordum.
Yıllarca kurtulmak istediğim kabustan kurtulmuş, yarınlara umutla bakıyordum.
Babamla ise evlendikten birkaç yıl sonra ancak barıştık. Eski eşim konuşmaya gitti ve ben de herşeye rağmen babamdır dedim barıştım. Bu arada üvey annem de beni aramaya ve pek kibar davranmaya başladı. Nasıl olsa
artık onun için bir tehdit değildim.
Çok güzel bir
gelin olmuştum. Terzi olan kayınvalidem, gelinliğimi kendisi dikmişti. Düğün
öncesi annemi arayıp buldum ve davet ettim. Babamın gelmeyeceğini zaten önceden
biliyordum. Annem yeniden evlenmişti ve o zaman 6 yaşında olan bir kızı vardı.
Kızına karşı anaç davranışları dikkatimden kaçmamıştı. Bana karşı ise uzun
zamandır görmediği bir tanıdığa rastlamış gibiydi. Ortak hiç bir anımız yoktu.
Yine de ailemden biri düğünüme geleceği için mutluydum.
Daha sonra
taşınacağını söylemiş, ancak bana ne adres ne numara bırakmadığı için izini
yeniden kaybetmiştim. Yani görüp göreceğim anneliği ancak o günle sınırlı
kaldı. O da zaten düğüne gelen diğer konuklardan farklı değildi.
Ertesi gün
Bozcaada’ ya gidecektik balayı için. Sabah eşimde bir gariplik olduğunu
farketmiş ama ne olduğunu da anlayamamıştım. Yorgun olduğunu, belki de
yolculuğu ertelememiz gerektiğini söylediğinde yaşadığım hayal kırıklığını
tahmin edersiniz. Birkaç gün erteleme ile seyahatimize çıktık ama o artık
evlilik öncesi beni her gün arayan ve çok sevdiğini düşündüğüm kişi değildi.
Evlilik hayatına uyum sağlayamadığını düşünüyor ve sabır gösteriyordum. O dönem
de çok yoğun çalıştığım için sabah erkenden evden çıkıyor ve geç saatte
geliyordum. Detaylı oturup hayatımı gözden geçirecek zamanım da pek yoktu. Bu
arada o da ailesinin sahip olduğu restaurantta çalışmak istememiş, bir şirkette
işe girmişti. Bir süre sonra hayatımız bir nebze normale döndü. Benim işim,
onun işi, iş yerlerimizin davetleri, ailesi derken zaman geçip gidiyordu. Ama
eşim asla düğün öncesi olduğu kişiye geri dönmedi.
(Resimler google görsellerden alıntıdır)
Ben bu evlendikten sonra kabuk değiştiren adamları hiç anlamıyorum.
YanıtlaSilAh bir anlasak evlenmeyiz zaten 😂
SilBazen evlilik insanların gerçek yüzünü görmemize bir köprü oluyor
YanıtlaSilO köprüyü asıp geçenler doğruyu buluyor ya geçemeyenler ???
O esigi atlamak herkes icin kolay olmuyor. Toplumumuzun kadina bakisi belli maalesef.
Silİnsanın eşyalarını kapının önünde bulması kadar yıkıcı ne olabilir ki? Anlaşılır gibi değil doğrusu. Ne badireler atlatmışsın Derya'cığım, gerçekten büyük sınavlardan geçmişsin. Ne diyeceğimi bilemedim inan.
YanıtlaSilGercekten düsündükce benim bile inanasim gelmiyor. Insan güclü bir varlik 😊
SilAhhh Deryacım , yağmurdan kaçmışsın da dolu fena bastırmış
YanıtlaSilMaalesef canim 😊
Sileşyaların toplanıp kapıya konması mı gerçekten zor zamanlar geçirmişsin....
YanıtlaSilO yasimda gercekten zordu ama üstesinden geldim 😊
SilAh canım ya hangisi daha acı bilemedim. Üvey annenin yaptığı mı, babanın tepkisizliği ya da annenin yine çekip gitmesi mi ya da hemen düğünden sonra değişen koca mı. ...
YanıtlaSilHepsi bir arada 😒
SilKimi erkek evlilikle 180 derece değişiyor nedense. Anlamsız bir o kadar da kırıcı olmuştur.
YanıtlaSilAnlam veremiyor insan, hele de sen olgunlasmis karsindaki cocuk kalmissa...
Silbu gerçek mi bir kurgu mu bilemedim şimdi...://
YanıtlaSilHepsi gercek canim 😊
SilAnnenin o yabancı tavrı içimi ürpertti.Ne fena, ne kırıcı, ne üzücü..
YanıtlaSilÖyleydi gercekten. Hayal kirikligi olmustu.
Silİnsanın her yaşta ilgileri, yaşama bakış açısı,hayattan beklentisi değişir bu normaldir fakat aşk bitmez..Sevginin elini bükecek şey yok bence
YanıtlaSilCok haklisin canim 😍
SilKapının önüne eşyalarının konması,evlendigin kişinin aniden değişmesi...Bunlar çok zor şeyler gerçekten.
YanıtlaSilÖyleydi 😊
SilBazi insanlar hayatin bictigi rolu o veya bu sebeple tasiyamiyor. Hepimizin hayatinda en az bir kisi boyle. Sayica cok olduklarinda insani ya dibe cekiyorlar ya da insan sinirlarin otesine geciyor. Kolay bir sinav degilmis canim hayatinin geride kalani. Gecmis olsun ve hepsi ait olduklari yerde, gecmiste kalsin. Saglik, mutluluk ve tum guzellikler seninle ve kocaman ailen ile olsun.
YanıtlaSilGecmiste kalsinlar artik sadece ileriye bakmak istiyorum .
SilHayatını derhal şifalandırmanı tavsiye ediyorum sanırım annenin terkedişi üzerine şanssız ve bahtsız kodladığın bir hayatın var lütfen kendine değer ver hayata sevgiyle bak...
YanıtlaSilYorumun icin tesekkür ederim. Bu anlattiklarim uzun yillar önce yasananlar. Tabii ki kendime deger veriyorum ve hayata pozitif bakiyorum 😊
Silİlkin babanın sana nasıl kıydığına hiç anlam veremedim ama gerçekten çok acı görmüşsün Derya'cığım. Sen o zamanlarda da böyle gururlu ve onurlu duruşu olan biri olarak, bunları hazmetmen kim bilir ne kadar zorlayıcı olmuştur. Erkeklerin değişmeleri sanki kaçınılmaz gibi,en azından hayatlarının bir devresinde mutlaka değişiyorlar. İnşallah sonra düzelmiştir durum. Merakla bekliyorum 18. bölümü. Sevgilerimle canım.
YanıtlaSilAslinda en dogru tahlili siz yaptiniz. Kendi yasadiklarimdan cok karsimdaki insanlar bende hayal kirikligi ve kücümseme hissi uyandirdi.
SilYaşananlar gerçekten üzücü.
YanıtlaSilÖyleydi...
SilEşyalarını bu kadar çabuk kapıya koyacak kadar ne aceleleri vardı acaba :/
YanıtlaSilNeyse ki eski kayınvaliden iyi biriymiş Derya, yoksa halin nice olurdu...
Ona tesekkür borcluyum o dönem icin.
SilHey Allah'ım! Hangi birine yorum yapayım, hangi birine birşeyler yazayım bilemedim...
YanıtlaSilYorum yapmak zor seni anliyorum canim 😊
SilBazen tanıdığımızı düşündüğümüz insanları aslında hiç tanıyamadığımızı anlarız.
YanıtlaSilHele genc yaslarda... ama ne gariptir ki bu yasimda bile tanimadigim insan tipleriyle karsilasiyorum 😃
SilDerya sana müthiş saygı duyuyorum.. inan bu yaşadıkların kaldırılabilecek şeyler değil. Ne baban, ne de annen "ebeveyn" olacak insanlar değilmiş, yazık.
YanıtlaSil