15 Ocak 1902 - 3 Haziran 1963
Geçtiğimiz günlerde facebooktan bir okurum yazmış, Derya hanım hep yabancı yazarların kitaplarından bahsediyorsunuz biraz da Türk yazarları yazın diye. Aslında zaman zaman okuyabildikçe yazdığım Türk yazarlar da var ama ne yazık ki istediğim kadar sık olamıyor bu. Okuruma da izah ettiğim gibi ben Avusturya' da yaşıyorum ve Türkçe kitaplara kolay ulaşamıyorum. Amazon gibi online platformlardan sipariş edince aşırı pahalıya geliyor. Nedense Türkiye' de 5liraya aldığın kitabı 15-20 euro fiyatla Avrupa' ya satıyorlar (fiyatlar temsilidir) ve üstüne bir de yol parası eklenince benim bütçemi aşıyor. En son bir arkadaşın kitabına baktım bana 50 euroya geliyordu posta ücreti ile, vazgeçtim.
Türkiye' de listelediğim kitapları İstanbul' daki arkadaşım sağolsun hakkını ödeyemem alıyor ve ya postayla gönderiyor ya da buraya gelen misafirlere veriyor. Bu şekilde beşte biri fiyatına almış oluyorum neredeyse. Avusturya' da ise hem kütüphane kartımız, hem de online kütüphane üyeliğimiz var tüm aile okuduğu için gerçekten çok çok ucuz bir fiyata haftalık kitap alıp okuyoruz. Herhalde en çok zaman geçirdiğim yerlerden biri de şehir kütüphanemizdir. Kitap almayacaksam da uğrarım zaman zaman. İkinci el kitapları medimops sayfasından alıyorum. Amazon prime üyeliğimiz sayesinde de kindle ile ücretsiz olanlardan da okuyorum ama genelde ucuz romanlar oluyor.
Dedim ki bugün de başucu kitaplarımdan biri olan zaman zaman okuduğum, zaman zaman da blogda yazılarımın arasında paylaştığım Nazım Hikmet Şiirlerinden bahsedeyim. Dünya çapında yazar ve şairimiz Nazım' ın yanında Kafka' lar Camus' lar halt etmiş diyeceğim kusura bakmayın :) Nazım yazdıklarıyla daha çoook uzun yıllar okunmaya ve sevilmeye devam edecek. Romantik komünist ve romantik devrimci olarak kabul edilen sanatçının uzun yılları hapiste geçse de, fikirlerini dile getirmekten asla vazgeçmemiştir. Yaşarken ülkesinde değeri bilinmese de 20. yüzyılın en önemli şairleri arasında görülüyor dünyada. Herhalde dünyada tanınan bilinen Türklerin en eski ve iyi örneklerinden biri olsa gerek. Elinden vatandaşlığı bile alındı, ülkesine özlem içinde hayata veda etti.
Lambayı yakma bırak
sarı bir insan başı
düşmesin pencereden kara
Kar yağıyor karanlıklara
Kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum
Kar...
Üflenen bir mum gibi söndü
koskocaman ışıklar...
Ve şehir
kör bir insan gibi kaldı
altında yağan karın
Lambayı yakma bırak
Kalbe bir bıçak gibi giren katıraların
dilsiz olduklarını anlıyorum
Kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum
Yaşım yirmi
Lenin sağ
Kızıl Meydan' da
Yüzellibin insan
Oturbeşyıl geçti aradan
Yaşım yine yirmi
Lenin yine sağ
Kızılmeydanlar' da
Bir milyon insan
Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
Sana anam gibi hürmet ediyorum
edeceğim
Senin ilk arşınladığın yoldan gidiyorum
gideceğim
Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
Çok uzaklarda yuvarlanıyor başım
Oturuyor 19 yaşım
Yatağımın başucunda
ellerimin avucunda
bana diyor ki;
kafamızda getirelim geri
o delikanlı günleri cancağızım
o dehşetli güzel günleri...
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
ayıpsız, aşikare
yağmur misali?
Neylersin alışkanlık
için kan ağlarken yüzün güler
dikilitaş gibi dinelirsin yine
Yavrum, erişmek ne müikülmüş meğer,
anneler gibi ağlamanın yiğitliğine?
Biz ince bel ela göz, sütun bacak için sevmedik güzelim
Gümbür gümbür bir yürek diledik kavgamızda
Ateşin yanında barut, barutun yanında ateş olmasın diye!
Rakı sofralarında söylenip, acı tütün çiğnercesine sevdik
ANLAYAMADILAR...
Dedim ki bugün de başucu kitaplarımdan biri olan zaman zaman okuduğum, zaman zaman da blogda yazılarımın arasında paylaştığım Nazım Hikmet Şiirlerinden bahsedeyim. Dünya çapında yazar ve şairimiz Nazım' ın yanında Kafka' lar Camus' lar halt etmiş diyeceğim kusura bakmayın :) Nazım yazdıklarıyla daha çoook uzun yıllar okunmaya ve sevilmeye devam edecek. Romantik komünist ve romantik devrimci olarak kabul edilen sanatçının uzun yılları hapiste geçse de, fikirlerini dile getirmekten asla vazgeçmemiştir. Yaşarken ülkesinde değeri bilinmese de 20. yüzyılın en önemli şairleri arasında görülüyor dünyada. Herhalde dünyada tanınan bilinen Türklerin en eski ve iyi örneklerinden biri olsa gerek. Elinden vatandaşlığı bile alındı, ülkesine özlem içinde hayata veda etti.
Lambayı yakma bırak
sarı bir insan başı
düşmesin pencereden kara
Kar yağıyor karanlıklara
Kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum
Kar...
Üflenen bir mum gibi söndü
koskocaman ışıklar...
Ve şehir
kör bir insan gibi kaldı
altında yağan karın
Lambayı yakma bırak
Kalbe bir bıçak gibi giren katıraların
dilsiz olduklarını anlıyorum
Kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum
Benim Nazım' ı okumam henüz kitapları yasakken başladı ( evet itiraf ediyorum o zaman da okudum:)) Genç yaşlarımda her şiirini tam olarak kavrayamasam da, yıllar içinde dönüp dönüp tekrar okuyunca daha iyi anlıyor ve her seferinde bir kez daha hayran oluyorum bu ölümsüz sanatçıya. O yüzdendir ki Nazım şiirleri benim başucu şiirlerimdir.
Yaşım yirmi
Lenin sağ
Kızıl Meydan' da
Yüzellibin insan
Oturbeşyıl geçti aradan
Yaşım yine yirmi
Lenin yine sağ
Kızılmeydanlar' da
Bir milyon insan
Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
Sana anam gibi hürmet ediyorum
edeceğim
Senin ilk arşınladığın yoldan gidiyorum
gideceğim
Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım
19 yaşım
Çok uzaklarda yuvarlanıyor başım
Oturuyor 19 yaşım
Yatağımın başucunda
ellerimin avucunda
bana diyor ki;
kafamızda getirelim geri
o delikanlı günleri cancağızım
o dehşetli güzel günleri...
Kalbiyle, duygularıyla yaşayan bir insanın aşksız yaşaması mümkün mü? Tabii Nazım' ın da ünlü ünsüz pek çok kadın geçti hayatından.
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli
ayıpsız, aşikare
yağmur misali?
Neylersin alışkanlık
için kan ağlarken yüzün güler
dikilitaş gibi dinelirsin yine
Yavrum, erişmek ne müikülmüş meğer,
anneler gibi ağlamanın yiğitliğine?
Biz ince bel ela göz, sütun bacak için sevmedik güzelim
Gümbür gümbür bir yürek diledik kavgamızda
Ateşin yanında barut, barutun yanında ateş olmasın diye!
Rakı sofralarında söylenip, acı tütün çiğnercesine sevdik
ANLAYAMADILAR...
Her zaman aklımdan geçen bir cümle ile yazımı bitirmek istiyorum. Daha okunacak çok kitap, yazılacak çok yazı var. Ömür yettikçe, gözüm gördükçe yazacağım. Eminim ilerde daha da fazla Türk yazara yer verebilirim. Kalın sağlıcakla...
Bu konular da ilginizi çekebilir:
Hiçte kusura bakmayız valla.
YanıtlaSilTabii halt etmişler! :))
Ne de güzel bakar...
Canım Nâzım'ım.
Memleketim şiiri sızım sızım sızlatır yüreğimi.
Çok güzel bir yazıydı.
Yüreğinize sağlık Derya Hanım. Sevgiler...
puglia da bir şarap üreticisisi şarap şişesine bir şiirini bastırmış :)
YanıtlaSilNazım Hikmet deyince aklıma gelen. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
YanıtlaSil