Haziran' a Salzburg'lu yazar Manfred Baumann' dan Salbei, Dill und Totengrün (Adaçayı, dereotu ve ölüm yeşili) cinayet kitabı ile başladım. Salzburg'u yıllardır merak ederdim ama Manfred Baumann kitaplarını okumaya başladığımdan beri sevgim ve ilgim daha çok arttı. Yazarın kitapları genelde Salzburg' da geçiyor ve şehri o kadar güzel anlatıyor ki merak etmemek mümkün değil.
Kitap kısa kısa öykülerden oluşuyor ve her öykü bir bitki ile ilişkilendirilmiş. Yani cinayetlerin ucundan kıyısından bu bitkiler çıkıyor.
Resimleri kitapta geçen ve bahçemde de olan bitkilerin yanında çekmek istedim. Bu ölüm yeşili de denen bir lonnicera yani hanımelinin bodur çalı formlu bitkisi.
Adaçayı.
Polisiye romanları sevdiğimi artık bilmeyen kalmadı. Beni kitaptaki cinayetlerden çok, çözüm aşaması cezbediyor. Bir kitap ne kadar çok düşündürür ve merak uyandırırsa cinayeti çözerken, benim için o kadar okunmaya değer oluyor. Cinayet veya polisiye film ise pek sevmiyorum. Kitap okurken hayal gücümü kullanmak daha keyifli oluyor.
Ben de bayılıyorum çözüm aradığım kitaplara, hatta çözemediklerime daha çok bayılıyorum :))
YanıtlaSil😂😂😂
Silİlgi çekici bir kitaba benziyor :). Baktım Türkçe'ye çevrilmemiş. Kapağı güzelmiş, umarım bir gün orijinal dilinden okuyabilir, Almancamı temelden birkaç üst seviyeye çıkartabilirim :).
YanıtlaSilBaumann in hemen tüm kitaplari ingilizce olarak da var belki bir alternatif olabilir 😊
SilPolisiye roman pek okumuyorum ama arada bu tür kitaplar okumak hafızayı geliştirir.
YanıtlaSilBenim için faydali o zaman 😊
SilEskiden ben de bu tarz kitapları okurdum artık okuyamıyorum :)
YanıtlaSilKitap konusu da insanin yasadigi dönemlere göre farklilik gösteriyor 😊
SilCanımm. Ben de seviyorum polisiye romanları. Gerilm falan. Tavsiyen için sağol. İlk fırsatta okuycam :*
YanıtlaSilTavsiye ederim 😊
Sil