Dünyanın dört bir yanına dağılan sığınmacılara bazen kızıyorum, bazen de onlar için üzülüyorum. Özellikle birebir tanıdığınız zaman tüm gelenlerin insanların hayatını zorlaştırma amacında olmadığını görüyorsunuz. Yine de ne yalan söyleyeyim terör ve şiddet tehlikesi olanlar beni ürkütüyor. Bunlar da genelde genç erkekler arasından çıkıyor. Özellikle son zamanlarda yaşanan saldırılar bizi iyice ürküttü. Çocuklarımız için de, kendimiz için de endişe duyuyoruz.
Ancak yine de genelleme yapmamak ve herkese nefretle bakmamak gerekiyor.
Geçenlerde eşimle çok duygulanarak iki Suriye' li kızkardeşin gerçek hikayesini izledik. Yusra ve Sarah Mardini, babalarının çalıştırdığı iki yüzücüdür. Genç kızlar Suriye' de tehlike altında oldukları için Almanya' ya kaçmaya karar verirler. Çok büyük zorluklarla Almanya' ya ulaşıp mülteci kampına girerler. Kısa bir süre sonra da yüzme antrenörünü ikna edip antremanlarına yeniden başlarlar. Yusra, çok hırslı bir yüzücüdür ve mutlaka Olimpiyatlara katılmak istemektedir. Sarah ise yüzmeyi sevmekle birlikte yarışmaya katılma niyetinde değildir.
Gerçek bir hikaye olan yüzücü kızlar filmini fırsatınız olursa mutlaka izleyin. Umarım onlar gibi örnekler toplumları zenginleştirir de şiddet yanlısı, insan hayatına kastedenler yokolur.
iyi filmdi. kitabı da varmış :)
YanıtlaSilVar başka bir film daha var onlarla ilgili 😊
Sil