Beyoğlu Anılarım-10


Henüz evliliklerinin ilk zamanlarıydı. Eskiden evin tüm işini babaanneciğim tek başına yapardı. Minicik boyuyla merdivenlere çıkıp badana boya bile yapardı. Babam evlendikten sonra yemek pişirme işlerini üstlendi. Ev işleri için yeni gelin hanımefendi temizlikçi çağırıyordu. O günü hiç unutmam, babaannem hastaydı ve yemek yapamamıştı. Kalk yemek yap diye kadının üzerine saldırdı ve dövdü. O andan sonra zaten ağzıyla kuş tutsa o kadını sevmem mümkün değildi. Zaten onun da kuş avına çıkmaya niyeti hiç yoktu.



Bir de annesi vardı ki sormayın gitsin. Tatlı cadı dizisi vardı hatırlarmısınız? Onun kötü bir annesi vardı. Kadın bizimkinin yanında melek kalırdı herhalde. Kızını uzaktan uzağa yönetiyor, her istediğini yaptırıyordu. Bana bakışlarını hiç unutamam.
Tüm yaşadığım stres ve üzüntülere rağmen ilkokulu başarıyla bitirmiştim. Ortaokula başladığım yıldan itibaren, işte bu bizim cadı kaynana ipleri eline alma atağında bulundu ve benim bir an önce uygun bir adayla nişanlandırılmam gerektiği hakkında babamı ikna çalışmalarına başladı. Tüm dertleri benim bir an önce evlenip evden ayrılmamdı. Bense okumak, meslek sahibi olmak istiyordum. Evlilik, erkekler beni ilgilendirmiyordu.
Şimdi yaşımdan küçük görünsem de, o yıllarda daha 13 yaşımda 15-16 gibi duruyordum. Sanırım kız çocukları ergenlikte daha çabuk gelişiyor. Katıldığımız bir davette genç bir adam beni dansa kaldırmıştı. Meğerse bunlar ana kız planlarını yapmışlar beni baş göz etmek için. Zavallı adamcağız yaşımı sordu, 13 deyince düşüp bayılacaktı. Ona 16 yaşında olduğumu söylemişler. Bu olaydan sonra gardımı aldım ve güvensizliğim arttı. İçime kapandıkça sezgilerim güçlendi. Belki o yıllar boyunca beni koruyan, bu güçlü sezgilerim ve onların iç yüzlerini görebilmemdi.



İlkokuldan başlayarak kendimi okuldaki tiyatro grubuna yazdırdım ve teselliyi tiyatroda buldum. Hem provalar nedeni ile okulda daha uzun kalabiliyor, hem de oynadığım rollerdeki kişiliklerle biraz olsun hayal dünyasına dalıp, gerçek hayattan uzaklaşabiliyordum. İkinci sığındığım liman kitaplar ve yazılardı. Sürekli kitap okur, öyküler yazardım.
Yüzümde gülen bir maske taşıdım ben hayat boyu. Kimse bilsin istemedim, teselliye ihtiyaç duymadım. Hala da duymuyorum. O benim acım, benim derdimdi. Yazmamın nedeni de, artık geçmişle hesabımı kapatmak. Bak beni yenemedin demek bir anlamda. İnsanlar bazen anlayamıyor neden insanlardan uzak ve mesafeli yaşamayı tercih ettiğimi. Benim yazdıklarımı okuyunca anlamak daha kolay olacaktır belki. Çocuklukta kazanılmış güvensizlik duygusu hayat boyu üzerinize yapışıyor. Bundan kurtulmak çok zor.



Gülen bir maske taşıyıp, ardında ağlamak kolay değildir. Bu içime atmalar, bir yerden çıkacaktı elbette. Sinir bozukluğu ve hastalıklar yoldaşım oldu. Gastrit, ülser, tiroit ne ararsanız artık J Lisedeyken sinirden başımı kaşırdım sürekli. Tüm kafa derimi yara yapmıştım. Ne zaman kötü bir olay yaşasam elim başıma gider, kaşır da kaşırdım. Nihayet öğretmenlerden biri farkedip durumu babama bildirdi. O da beni cilt doktoruna götürdü J Maalesef henüz kalp acısını tamir edecek cilt doktoru tanımıyorum.

49 Yorumlar

Yorumlara link eklemeyiniz tıklanabilir link olan yorumlar yayınlanmaz. Please don' t add your links at the comments they will not published.

  1. Derya'cığım o kadar iyi anlıyorum ki seni:( Allah o üvey annen olacak kadını da, onun cadaloz anasının da umarım fitil fitil burnundan getirmiştir. Beter olsunlar, bunlar hep vakti zamanında o masum kızcağıza ve onun anneannesine çektirdiğimiz çilelerin ahı desinler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Annesi sanirim hayatta degil ama kendisi farkinda mi ve ders aldii bilmem 😂

      Sil
  2. Bütün olumsuzluklar insanı olgunlaştırıyor. Sonunda da mutlu oluyorsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yasanan acilar olgunlasmamiza cok büyük etki ediyor haklisiniz.

      Sil
  3. Yaşanan acılar, sıkıntılar insanı daha çok olgunlaştırıyor. Hayatta güçlü olmayı güçlü kalmayı öğretiyor.Fakat arkasında bir sürü hastalık bırakıyor maalesef. Anneannem derdi ki karşıdaki evin bacası tütüyor ama nasıl tütüyor? Herkesin bir hayat hikayesi var. Allah iyilere hayırlı yazılar yazsın. Kötülere de layığını versin. Sevgiler 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii güclü oluyoruz ama bedelini de ödüyoruz. Sevgiler 😊

      Sil
  4. Kendini tiyatroya ve okumaya vermen çok iyi olmuş.Şimdiki güzel yazan Derya'nın alt yapısı oluşmuş.Merakla takip ediyorum...

    YanıtlaSil
  5. En son cümlen beni çok içlendirdi Derya'cığım.
    Ne kadar güzelsin sen canım... O nasıl anlamlı bakışlar. Ben resimlerine bakmaktan öte, okuyorum onları. Evet Derya, geçmişle yüzleşip, belki biraz daha hırpalamasına izin verip, sonra çok ferahladığını hissedeceksin. Ben "Tek Kişilik Kalabalık" hikayemi yazıp bittiğinde hıçkırarak ağladım ama yüreğimde çok büyük ferahlık hissetmiştim.
    Seni o kadar iyi anlıyorum ki, tabii tam manasıyla olamaz. Çok değişik şeyler yaşamışsın, müdahale hakkın olmadığı durumlarda. Ben bir ara, tüm kollarımı ve bacaklarımı yara içinde bırakıyordum. Yazın denize girdiğim zaman, tuhaf bakışlardan çok rahatsız olmuştum. Onu da tedavi esnasında doktorumla paylaşmıştım. Bana "niye kendinize acı çektiriyorsunuz ki?" demişti. Bilmediği bir şey vardı o da ancak o zaman yaşadığımı hissediyordum. Dışarıdan gelen acılar gibi değildi. Hasta edip bıraktılar. Ancak yazarak kendime geliyorum. Emeğine, eline sağlık canım. Dilerim hep sağlıklı ve mutlu yaşarsın. Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gecmisle yüzlesmek rahatlatiyor gercekten. Bir de bugünümünnkiymetini bilmemde daha cok yardimi oluyor. Iyi ki yazmak gibi bir terapi yolumuz var.😍😍😍

      Sil
  6. Küçük bir kızdan ne ister bu kötü insanlar, kızı kötü davranırken annesinin de onu desteklemesi ne çok kızdım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Annesi cok kati bir kadindi. Öyle yetismis ve dogru bildigi de buydu.

      Sil
  7. Bu tür kötü kalpli insanlar sonunda mutlaka cezasını bulur, Allah ahirete bırakmadan burada da ettiklerinin karşılığını gösterir. Sabır ve karakterinden, doğrulardan taviz vermeden ayakta durmak erdem. Kaybeden hep kötüler, vicdanlarının durmayan sesi bile yeter onlara.
    Güzel günlere..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vicdanlari rahatsiz etti mi bilemem. Belki onlar da kendilerini hakli görüyorlardi. Sevgiler 😊

      Sil
  8. of yaaa yazık ama sanaaaa ama sen ne güzelmişsin o zaman daaaaa :) türk sineması güzeli gibisin yiaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzeldim deep gencken sagol canim benim 😍😍😍

      Sil
  9. Ne yaptin sen yuregimi yaktin benim guzelim tamda depresyona girmek üzereyken yaktın hemde nasil

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üzmek istemem seni canim. Iyiyim simdi 😍😍😍

      Sil
  10. İlâhî adâlet elbet bir gün tecellî eder...

    YanıtlaSil
  11. Sen küçücükmüşsün de babaannen nasıl ve neden dayanıyordu, baban nasıl bu kadar habersiz (? Pek sanmam ) oluyordu onu anlayamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sorunun cevabini kismen ileriki bölümlerde bulacaksin 😉

      Sil
  12. İç dökmek iyidir...
    Değerli bir "İç-döküş" okudum.
    Ve çok etkilendim.

    Her şeye rağmen sevgi ile hayata,bakabilmeyi başarabilmek,bence en güzel ilaç bu...!
    Sanıyorum ki sizde başarmızsınız.

    Aynı zaman da güzel bir edebi yazı okudum tebrik ederim.

    YanıtlaSil
  13. Maruz kaldığın durumlar hazmedilir gibi değil. Bütün bunlar seni güçlü kılmış olmalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet canim. Insan olgunlasip gücleniyor 😊

      Sil
  14. insanlar nasıl ufacık çocuklara böyle davranabiliyor anlamak mümkün değil ayrıca bir baba nasıl kızına ve annesine kötü davranıldığını hatta dövüldüğünü anlamaz ona da çok şaşırdım...

    YanıtlaSil
  15. Eminim buraya aktarırken bile ne kadar filtreden geçiriyorsun cümlelerini. Naif bir insansın. Mesafeli olmak için eminim çok geçerli sebeplerin var. Nasıl iyi hissediyorsan öyle olmalı zaten . Yazmak en büyük terapi. Çok öpüyorum seni ve içindeki o küçük kız çocuğunu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tesekkürler Sevdacim ben de seni öpüyorum canim 😍😍😍

      Sil
  16. Çocukluğumuzda yaşadıklarımız gerçekten çok önemli. O dönemimiz bütün bir yaşantımızı etkiliyor. Başkaları için küçük görünen şeyler bizim için çok önemli.

    YanıtlaSil
  17. Çoğumuzun geçmişi yaralarla dolu. Hayatımızın önemli bir kısmı da geçmişin yaralarını iyileştirmeye çalışmakla geçiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle oluyor ne yazik ki. Iyi bir tesbit 😊

      Sil
  18. Yemin ediyorum söyleyecek söz bulamadım :/

    YanıtlaSil
  19. Anılarını okudukça yaralarınla başa çıkabiliyor olmana ve ayakta kalabilmene şaşıyorum :(

    YanıtlaSil
  20. çok zor gunler gecırmssın ama hayat devam edıyor pozitif olarak dusunursen hersey pozıtıf olur

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle canim haklisin. Tesekkür ederim 😍

      Sil
  21. İnşallah hayat bundan sonra sana gülen yüzünü göstersin.:)

    YanıtlaSil
  22. Dediğin çok doğru, insan kendi içine çekildikçe önsezileri daha kuvvetleniyor. Babaannenin yaşadıklarını babana anlatması gerekiyordu. Gerçi geçmiş zaman ama insan katlanamıyor bazı şeylere yaşanmış bitmiş olsa da :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki de anlatsa da durumun degismeyecegini biliyordu 😊

      Sil
  23. Yaşanılanların devamı nasıl gelişti, o kişi hala hayatının bir yerlerinde mi? Şu anki ilişkileriniz nasıl ve en önemlisi baban bu hissettiklerin konusunda ne kadar bilgi sahibi. Yaşamdan hep olumsuzluklara olumsuz tepkiler vermesini bekleriz, yaşam tepkisini verdi mi bu kişilere, yoksa hala bir umut var mı beklenen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bölümler ilerledikce bazi sorulariniz yanit bulacak 😊

      Sil
  24. tiyatro iyi gelmiiştir, tabi öyle bir ailede ne kadar iyi olunursa

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gercekten iyi gelmisti canim. En azindan hayal dünyam gelisti 😊

      Sil
  25. Yeşilçam filmlerinde görürdüm o kötü üvey anne ve anasını :(

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski