Sade Ve Derin

Eveet ilk Deeptone kitabını çabucak okudum. Gece okuyayım da etraf sakin olsun dedim leptin hormonumun çalışmamasını göze alarak :)


Terasta Sade ve Derin :)

Deep hep eskilerden, İstanbul' dan benim doğup büyüdüğüm yerlerden yazıyor ya sanki ruh ikizim gibi hissediyorum bazen. Bütün yazdıklarını yaşadı mı, sadece çok iyi bir araştırmacı ve gözlemci mi bunu sadece kendisi biliyor. Belki de böylesi daha iyi. Rahatça yazabiliyor böylece ay şunu yazsam mı yazmasam mı diye düşünmeden.


Parkta kitap okumayı çok severim hele bomboş bir zamanı yakalamışsam

Bazı yazılarda o kadar benim duygu ve düşücelerimi anlatmış ki olmaz yani beynimi mi okudu dediğm anlar oldu. Kimi yerde çok güldüm, kimi yerde hüzünlendim duygulandım. Daha ilk kitapta böyleyse diğerlerinde beni nelerin beklediğini şimdiden merak ediyorum.
Bilmeyenler için de kısaca bahsedeyim Deeptone blog aleminin esrarengiz yazarı. İlk kitabı Sade ve Derin blog yazılarından derlenmiş. Rahatlıkla okunan kısa yazılarda sanattan tarihe, müzikten sinemaya, her konuyu işlemiş. Gözlemlediği insanlar ve olaylar beni şaşırttı. Hemen hepimizin etrafında dönen kimi zaman farketmediğimiz, kimi zaman yok saydığımız sıradan günlük olayları bir öykü havasında anlatması bana Zweig' ı hatırlattı. Bir zaman yolculuğu yaptım kitapla diyebilirim. Yazdıklarında yaşanmış uzun yılların tecrübeleri mi yoksa genç hayatına sığdırdığı kocaman bir dünya gözlemler mi kimse bilmiyor ve bilmeyecek. Ama çok iyi bir gözlemci olduğu muhakkak.
Benim ilk kitapta edindiğim düşünce Deep Tone kitapları daha iyi yerlerde olmalı ve daha büyük kitlelere ulaşmalı.

Kitapların elime ulaşmasını sağlayarak okuma fırsatı verdiği için sevgili Deeptone' a tekrar teşekkür ediyorum. Tabii ki büyük zahmetlere girerek bana kitapları gönderen blogger arkadaşıma (adını açıklamamı istemedi saygı duyuyorum).