Anna Blume, kayıp kardeşi William'ı bulmak için yabancı bir ülkeye doğru yola çıkar. Baştan başarısızlığa mahkum bir proje: Çürümeye terk edilmiş isimsiz bir şehirde dolaşır, soğuğa ve umutsuzluğa karşı savaşır, sevmeye çalışır ve bir gün alıcısına ulaşıp ulaşmayacağı belli olmayan bir mektup yazar. Bu öyle bir ülkedir ki, artık ne bir şey üretilmekte, ne yok olan bir şey geri gelmektedir. Normal bir hayat yaşayan insanlar, birdenbire birbirlerine düşman, birbirinin eşyasını çalan varlıklara dönüşürler.
Son Şeyler Ülkesinde, bana Körlük romanını anımsattı. Konular aynı olduğu için değil de, farklı ve her kitapta karşımıza çıkmayan konular olduğu için. Bu Paul Auster kitabını diğerlerine göre daha çok sevdim.
Yazardan diğer okuduklarım:
New York Üçlemesi
Karanlıktaki Adam
ETİKETLER:
im land der letzten dinge
kitap tavsiyesi
Kitaplar
okuduklarım
paul auster
roman
son şeyler ülkesinde
ya bu kadar çok yazıyı nasıl yazabiliyons. hangi yazıyı yazdığını okuduğumu karıştırıyoms :)
YanıtlaSilDeepçim benim pek sosyal hayatım yok, uykum da yok🤣🤣🤣. Her gün 2-5 saati bloglara ayırıyorum. Tabii ayıramadığım günler de oluyor ama bir oturdum mu birkaç yazı yazıyorum ☺️
Sil:) pekiii :) sosyal hayatım yok ama uykum çok :) yılsonu hesap kapatıyon seen :) auster ın günlükümsü anımsı romanları en güzeli :)
SilPaul Auster'ı seviyorum. Gerçi tek romanını okudum ama diğerlerini de okumak isterim. Sayfanda pelüş kedi oyuncak görüp tıkladım bir de ayy:))çok tatlıydı. :)))Bücürük'ümü kaybettikten sonra başka kedi almaya cesaret edemedim onu mu alsam dedim ama alınca yine ağlarım filan bilemiyorum...:)
YanıtlaSil